Yalova’da yaşayan sanatçı ve akademisyen Hakan Evciman, 73 ülkeden topladığı 1300’ü aşkın el yapımı ahşap heykelden oluşan eşsiz koleksiyonunu Yalova Gazetesi’ne özel olarak anlattı. Yıllar süren birikimin ürünü olan bu koleksiyon, hem sanat hem de kültür açısından büyük bir değer taşıyor. Konservatuvar mezunu olan ve halk oyunları alanında uzun yıllar hizmet veren Evciman, halk oyunları ekipleriyle çıktığı yurtdışı turnelerinde farklı kültürlerin el işçiliği ürünlerini toplamaya başladığını ise şöyle anlatıyor: “

Ahşap heykel merakım oldukça ilginç bir şekilde başladı. Halk oyunlarıyla uğraşmam sebebiyle yaklaşık 73 ülke gezdim. Gittiğim ülkelerde kültürümüzü, halk danslarımızı tanıtma fırsatı buldum. Bu seyahatler sırasında boş zamanlarımda, antikalara olan merakımdan dolayı antikacılarda dolaşırdım. Başlangıçta “tankard” adı verilen kupa ve bardakları biriktiriyordum. Hâlâ elimde bu türden 200 kadar kupa var. Hatta bunlar da bir müze değeri taşıyabilir. Ancak yaklaşık 8-9 yıl önce ahşap heykeller ilgimi çekmeye başladı. El işçiliğiyle yapılmış olması, doğal malzeme olan ahşabın verdiği sıcaklık beni etkiledi. Bu ürünlerin çok özel ve değerli olduğunu düşündüm. Zamanla 2, 3, 5, 15 derken koleksiyonum büyüdü. Şu anda bu mekânda yaklaşık 1300 eser var. Hepsi farklı ağaç türlerinden ve farklı ülkelerden. Yaklaşık 40’tan fazla ülkeden toplanmış ürünler yer alıyor. Türkiye içinden de birçok ikinci el kaynaklardan temin ettiğim parçalar var. Bu koleksiyon zamanla bir tutkuya dönüştü. Tüm birikimimi bu işe harcamaya başladım. Arkadaşlarım aracılığıyla koleksiyonum çeşitli yerlere duyuruldu. Bazı önemli kurumlar tamamını satın almak istediler. Ancak ben Yalova’ya olan bağlılığım nedeniyle bu koleksiyonu burada sergilemek istedim. Mekânın tüm düzenlemesini kendi imkânlarımızla gerçekleştirdik. Planlamasından son vidasına kadar her şey tarafımızdan yapıldı. Koleksiyonun Yalova’da kalması için elimden geleni yaptım. Yerel yöneticilerle de görüştüm ancak bu projeyi anlatmakta zorlandım. Oysa bu eserler çok özel ve bir araya getirilmesi kolay olmayan parçalar. Hâlen evde 200-250 kadar eser daha bulunuyor. Yer sıkıntısı nedeniyle buraya getiremedik. Örneğin Almanya’dan getirdiğim yaklaşık 150 parça daha var. Eğer daha büyük bir yerimiz olursa, bu koleksiyon daha kapsamlı bir müzeye dönüşebilir.”

“Koleksiyonun Benzeri Yok”

Evciman, koleksiyonun Türkiye’de hatta dünyada örneğine az rastlanır bir nitelik taşıdığını ifade ederek “73 ülke gezdim ve gittiğim her yerde benzer bir koleksiyon olup olmadığını araştırdım. Ancak bu tarzda bir ahşap heykel müzesi görmedim. Türkiye’de yalnızca Eskişehir’de soyut ağaçlardan oluşan bir “Ahşap Müzesi”ne rastladım. O da daha çok soyut sanat çalışmaları içeriyor. Değirmendere’de bir açık hava müzesi var ancak o da park alanına dağılmış, büyük boyutlu heykellerden oluşuyor. Bizim koleksiyonumuz tamamen farklı. El işçiliğiyle yapılmış, özgün ahşap heykeller içeriyor. Tamamı doğal ağaçlardan üretilmiş, makine üretimi olmayan el oyması ürünler. Bu nedenle Türkiye’de ve belki de dünyada örneği olmayan bir koleksiyon olduğunu düşünüyorum” dedi.

Koleksiyonun dikkat çeken parçaları arasında Tayland, Endonezya, Hindistan ve Vietnam gibi ülkelerden gelen mistik figürler, Avrupa’dan gelen klasik işçilikli heykeller ve Afrika kabile kültürüne ait özel eserler yer alıyor. Kullanılan ağaçlar arasında abanoz, tik, huş, ıhlamur, ceviz, gül ve sedir gibi değerli türler bulunuyor.

Koçal’dan ‘Kapitalizmin Kıyısında Bir Şehir Hikayesi’ Sunumu
Koçal’dan ‘Kapitalizmin Kıyısında Bir Şehir Hikayesi’ Sunumu
İçeriği Görüntüle

“Bu koleksiyonun Yalova’ya kültürel bir değer katmasını istiyorum”

Koleksiyonuna teklifler geldiğini belirten Evciman, bu teklifleri reddettiğini söyleyerek “Bu işe büyük bir tutkuyla başladım ve elimden geldiğince bu seviyeye kadar getirdim. Bu koleksiyonun Yalova’ya kültürel bir değer katmasını istiyorum. Okul çağındaki çocuklarımızın, gençlerimizin bu sanatı tanımasını, görmesini ve belki de ilham almasını arzu ediyorum. Bu mekânın bir sanat galerisi, bir koleksiyon evi, belki de bir müze olarak Yalova’da sanata katkı sunmasını hedefliyorum. Herkesin gezip görebileceği bir yer olması için çalışıyorum. Para kazanmak amacıyla yapılmış bir proje değil. Zaten koleksiyonumu satın almak isteyenlere ret cevabı verdim. Benim bir hayalim vardı, bu hayali Yalova’da gerçekleştirmek istedim” ifadelerini kullandı.

Muhabir: Rümeysa Şahin - Sezgin Altınel