Larvadan kelebeğe geçiş süreci ortalama olarak bir kelebeğin sahip olduğu ömrün üçte biri kadarıdır, dört aşamalı bu döngüde ilk olarak yumurta olarak gördüğümüz canlı, larva yani tırtıl olarak somut bir canlı olarak yeryüzüne ayak basıyor, daha sonrasında pupa (koza) evresini de geride bıraktıktan sonra imago yani yetişkinlik evresine geçiş yapıp kelebek olarak bir yaşantı sürüyor ve elbette türüne göre değişkenlik gösterse de 2-6 haftalık bir yaşantının ardından hayata gözlerini yumuyor. Tam bu noktadayken eğer benden hayvanlar alemi ile alakalı bir köşe görmeyi bekliyorsanız aslında fazlasıyla yanıldığınızı söyleyebilirim, konumuz tamamıyla insanoğlu.

Bir insanın ortalama ömrünün 75-80 yaş arası olduğuna bilimsel araştırmalar sonucunda rastlamış olduk, bu noktada biraz sayısal verilerden yararlanarak belki daha önceden bildiğiniz belki de ilk defa duyacağınız bazı bilgiler vermek istiyorum.

İlk olarak ortalama bir insan hayatında 250,000 kez esnemektedir, insanın sahip olduğu deri yaşantısı boyunca yaklaşık olarak 900 kez tamamıyla kendini yenilemektedir son olarak da bir insan hayatının neredeyse 6 yılını rüya görerek geçirmektedir.

Tüm bu sayıların ışığı altında görüyoruz ki büyük bir sonsuzluğun içerisindeki zerreleriz aslında sonsuzluğun başlangıcında da kendisine yer bulmuş ve en ilerisinde de olacak bir familyayız aslında bu kadar döngü içerisinde ise çoğu zaman kendimize haksızlıklar ederek hayatımızı kendimize zindan ediyoruz diyebiliriz.
Küçük yaşlardan itibaren birçoğumuz hata yapmamaya yönelik eğitilerek yetiştirildik, kimileri doğruyu bu sansa da aslında insanı insan yapan şeylerden biri de hatalarıdır, hayatımın bu evresinde ben, çevremin yönlendirmesiyle başarmaktansa kendi bildiğim yoldan gidip hatalarımın arasından ders çıkarıp doğru yola sapmayı tercih ediyorum çünkü hatalarım tamamen bana benziyor ve başarısızlığımda yanımda oluyor aksi takdirde eğer ben başkalarının doğrularıyla başarmış olursam geldiğim noktada tamamen yalnız olacağım.

Olayların gidişatına bu denli baktığımız zaman da bizler aslında kendimize hiç düşme, başarısız olma şansı vermiyoruz, sanki hep kurşunumuz tek atımlıkmış gibi yaşamaya çalışıyoruz ve hedefi tutturamazsak en başa dönüp asla devamı için çabalamıyoruz. Oysa bir hedef uğruna iki senelik verilen uğraş insan ömrünün yalnızca kırkta biri olacak. Başarılarla dolu bir hayat elbette yoğun çabayla gelir, insanı öldüren şeylerden bir tanesi de umutsuzluktur, sürekli umudunu kaybeden bir insan hayata eskisi kadar bağlı kalamaz elbette ama onun da üstesinden gelmesi gerekmektedir ve önemli olan bunun bilincinde olmakta. Bir Japon Atasözünde de dendiği gibi “Yedi defa düşsen, sekizinci defa ayağa kalk.” eğer iradeniz dahilinde kendinize bu şansı verebiliyorsanız hayatınızın sonlarında geriye dönüp baktığınızda pişmanlıklarınızın daha az sayıda olduğunu göreceksiniz.