Son yıllarda genel ve yerel seçimlerde seçmenin büyük bir bölümü  kerhen oy kullanmaya bir yerde mecbur kaldı.

Eğer bu parti veya ittifaka oy vermez ise oyu boşa gidecek diye, istemediği  bir parti veya ittifak kazanacak kaygısı ile tercih yaptı. İstediği gelsin diye değil, istemediği gelmesin diye oy kullandı.

Sanki buna mecbur kaldık veya mecbur edildik.  Gerçek mi, yoksa suni mi yaratılmış, gerçeğini bilmediğimiz ve bilemeyeceğimiz bir kutuplaşmanın tarafında kalarak tercihte bulunduk. 

Gerçekte, bizi temsil etmesi gereken insanları veya düşünceyi seçmeyi,   bu seçim atmosferlerinde büyük ihtimal ile çoğunluğumuz ıskaladık. 

İşçi isek işçilerin hakkını koruyacak temsilcilerimizi, milliyetçi görüşte isek milliyetçi temsilcilerimizi, liberal isek bu görüşü, sosyal demokrasi istiyor isek bu yöndeki temsilcilerimizi,  yani görüş ve düşüncelerimizi sandığa yansıtamadı birçoğumuz. Önümüze koyulan iki seçenekten birini seçtik.

Bugün önümüzdeki yerel seçimlerde de aynı geçmiş seçimlerde yaşananların benzeri şeyleri yaşayacakmışız gibi görünüyor.

Yerel bazda baktığımızda adaylarının  umut bağladıkları  akıl hocalarının, seçim koordinasyon merkezlerini  yönetenlerinin  aday oldukları, destekledikleri partilerin ideolojileri, geçmişi  ile duyduğumuz kadarıyla ilgisi yok gibi. Bu durum ne kadar eleştirilir bilemiyorum. Doğal olarak adaylar seçim zamanı yaklaştıkça telaşa düşüyorlar. Bunun nedeni ise seçimden en az bir yıl önce kimlerin aday olacağının belli olması gerekir iken yüz yıllık geçmişi olan partide dahi, maalesef çok seçenek olmamasına rağmen adaylar son dakikalarda açıklandı. Kısa zamanda çok kişiye ulaşmak zorundalar. Seçim çalışmalarında destek sağlayacak meclis adaylarından çoğu daha belli değil.

Seçimlerin yaklaşması ile hemşeri dernekleri birden faaliyetlerini hızlandırdılar. Mezhepleri, bölgeleri, kökenleri temsil ettiğini iddia eden bir çok aday adayları ortaya çıktılar.  Bir etkinlik yapma peşinde, bir pazarlık beklentisindeler.

Yalova özelinde ise düşüncem, yerel seçim sonuçlarından memnun olmamızın  biraz zor olduğu. Ön seçim, temayül yoklamaları yapıldı, aday olmasına rağmen yerel yönetimlerde faydalı olacak akademik birikimi olan veya mesleğinde başarılı olmuş, konulara hakim kişiler listelerde seçilemeyecek alt sıralarda olacak gibi görünüyor. Ya da bu kişilerin isimleri erkenden öne atılarak yıpratılmaya çalışılıyor.

Seçeneksiz miyiz.  Mecburen seçecek miyiz?

Bir seçim dönemini kaçırmak korkusu ile gerçek irademizi belki de sandığa yansıtamayacağız. 

Farkında mıyız uzun bir süredir aynı filmi izlediğimizin.  Aynı şeyleri yapıp farklı sonuç beklediğimizin.

Gerçek irademizi sandığa yansıtmadığımız sürece böyle devam edecek gibi görünüyor.

Bir fıkra ile bitirelim. T.....  aynı kovboy filmine beşinciye seyretmeye gitmiş.  Beklentisi arka arkaya dört kez seyrettiği filmde atını hendekten atlatırken düşen kovboyun, beşinci seyrinde hendekten atından düşmeden geçmesi imiş.  T......’ in aynı filme altıncı bileti almaması dileğiyle..