GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Yalova’ nın işgalinden kurtuluşunun 100’üncü yıl etkinlikleri kapsamında çeşitli resmî kurumların destekleri ile yayımlanan “Millî Mücadele’de Yalova” adlı bir kitabı incelerken, ilk anda bir ifade dikkatimi çekti.
“ Millî Mücadele sürecinde Yalova üç kez işgale uğramış ve kurtarılmıştır. Yunanlıların ilk olarak 7 Ağustos 1920 tarihinde işgal ettiği Yalova, 21 Ağustos 1920 tarihinde kurtarılmıştır. Yalova ikinci kez 5 Eylül 1920’ de işgal edilmiş, 9 Eylül 1920 tarihinde yeniden Millî Kuvvetlerin denetimine geçmiştir. Son olarak23 Şubat 1921 tarihinde düşman işgali altına girmiş ve 19 Temmuz 1921’ de Yalova’ da işgal tamamen sonlandırılmıştır.” (sayfa 17)
Şimdi tarih sayfalarını biraz aralayalım ve gelişen olayları özetleyelim.
Mondros Ateşkesi’ nden ( 30 Ekim 1918) sonra Yalova yöresi, Akköylü İbrahim Ağa’ nın kontrolünde kendine özgü bir dönem yaşadı ve herhangi bir işgale uğramadı. Sevr Antlaşması’nın 10 Ağustos 1920’de imzalanmasıyla olayların boyutu değişti.
Antlaşma hükümlerine göre, İstanbul ve Çanakkale Boğazları (Yalova da bu bölgenin içindeydi) İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya ve ABD’ nin katıldığı, kendine özgü bayrağı ve bağımsız bütçesi bulunan bir komisyon yönetimine veriliyordu. Yunanlılar için tehlikeli bir durum belirmişti. Marmara Denizi güney kıyıları elden çıkmak üzereydi.
Ağustos ayının sonlarında, önce İbrahim Ağa tuzağa düşürülerek esir alındı; ardından Eylül ayın içinde bölgede Yunan işgali başladı. Bu, aynı zamanda civarda bulunan Rum ve Ermeniler ile Müslüman Türkler’ in aralarının açılmasının da başlangıcı oldu. Yunan Silâhlı Kuvvetleri’nin işgali bir yandan, halkın kurduğu çetelerle olaylara karışması bir yandan, bölge bir anda kan gölüne dönüştü. Çeşitli çetelerin amansız saldırılarına karşı, önce canlarını, sonra köylerini korumak için bir araya gelenler, küçük küçük müfrezeler oluşturdular. Yalova bölgesinde, Akköylü İbrahim (İbo) Ağa’ nın elemanları dağıldı, hâkimiyet kalmadı. Gökbayrak Taburu unsurları da Karsak Boğazı’ ndan çekilince, Yunanlılar fırsatı değerlendirerek Yalova’ yı işgal ettiler.
Yunanlılar önce Hükûmet Konağı’ na Yunan bayrağı asıp, Türk memurları görevden aldılar, yerlerine idarî hizmetler için kendi yandaşlarını görevlendirdiler; Kaza Kaymakamı Rüşdi Bey ile Bidayet Başkâtibi (Mahkeme Kâtibi) İbrahim Efendi’ yi kazayı terke zorladılar. Yunanlılar, Müddei Umumî Hüsnü Efendi’ yi de tutuklayarak Gemlik’ e gönderdiler. Böylece Osmanlı mahkemelerini işlemez hale getirdiler. Osmanlı jandarmasını etkisiz hale getirerek köylerdeki asayişsizliği bir bakıma teşvik ettiler. Yunan askeri birliğinin karargâhı Hükûmet Konağı oldu, birliğin askerlerinin konaklaması için ise Yalova merkezindeki Müslümanlara ait bazı evler boşaltılarak kullanıldı.
Yalova’ daki Yunan birliği, Eskişehir- Kütahya muharebelerine kadar bölgede kaldı. Türk ordusu Sakarya mevzilerine çekilmeye başlayınca, Yunanlılar da batıda bulunan birliklerini geriye çekmeye başladılar.
Yunan askeri çekildikten sonra da, Yalova Bağımsız Bölüğü unsurları hiçbir çatışma yapmadan, 19 Temmuz 1921 günü Yalova’ ya girdiler.
Kısacası Yunan askeri ilk kez 1920 yılı Eylül ayı başında Yalova’ yı işgal edip bölgenin yönetimini ele geçirdikten sonra 18 Temmuz 1922’ de kendiliklerinden çekildiler ve Bağımsız Yalova Bölüğü unsurları da ertesi gün hiçbir çatışma yapmadan Yalova’ ya girdiler.
Şimdi sorma zamanı…
21 Ağustos 1920’ de ve 9 Eylül 1920’ de Yalova gerçekten düşman işgalinden kurtuldu mu?
Kurtulduysa kim kurtardı?
Bu sorunun cevabını öğrenmek hakkımız!
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.
“Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.”
“NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!”