Bu yazımda geride bıraktığımız 2021 yılının bir değerlendirmesini yapmaya çalıştım. Çalışmayı yaparken gazeteci kimliğimle ilimizdeki belli başlı STK temsilcileriyle, konusunda uzman kişilerle bilgi alışverişinde bulunarak ilimizde yapılması gerekli olup da yapılamayan ya da yapılmayan veya tamamıyla görmezden gelen konuları araştırdım. Çok fazla kafanızı karıştırmadan, kısa ve öz saptamalarla konuya açıklık getireceğim.

Yalova’nın en önemli konusu bilindiği gibi depremdir. Depremle ilgili 2021’da yapılması gerekip de yapılmayan neler var. Altyapılı toplanma alanları yapıldı mı? Depremden sonra toplanma alanlarının dışında acil barınma planları yapıldı mı? Çadırlar, konteynerler nereye kurulacak belli mi? Kentsel dönüşümle ilgili mahalle bazında planlamalar yapıldı mı? Vatandaşı bilgilendirmek için eğitim çalışmaları yeterli şekilde yapıldı mı?

Yerel yönetimler olarak yapılması planlanan ya da yapılması gerekli olan çalışmalar nelerdi? Biraz üst ölçekten düşünecek olursak şu sorular ön plana çıkıyor: Sanayi yi öne çıkaran 50 binlik planlarla gelecek olan nüfus artışının yaratacağı katı atık, sıvı atıklar için tedbirler alınmaya başlandı mı? Tek su kaynağı Gökçe Barajı’na alternatif su kaynaklarını devreye almak için neler yapıldı? Yalova Merkezi olarak düşündüğümüzde 2021 yılında neler yapılabilirdi? Bu soruyu Yalova Belediyesi’ndeki yolsuzluğu ihbar eden, soruşma yapılmasını isteyen ancak açığa alınan Belediye Başkanı Vefa Salman’a sordum. Bakın neler söyledi ;

“1-Sosyo-ekonomik yapısıdüşük mahalleden başlamak üzere ucuz HALK EKMEK hizmete girmiş olacaktı.

2- Yeni hal binası, yeni mezbaha ve sokaktaki canların yeni barınağı aynı lokasyon ve kompleks olarak bitirilmiş olacaktı.

3- Gaziosmanpaşa Mahallesinde kapalı pazaryeri tamamlanmış olacaktı.

4- Alzheimer Merkezi ve Engelli Bireylerin saatlik barınabileceği merkez kapılarını hizmete açacaktı.

5- Kent Merkezinde ulaşım rahatlayacaktı.”

Türkiye’nin en az tarım toprağına sahip illerimizden biri olan Yalova’da toprağımıza sahip çıkmak için hangi tedbirler alındı.

1. Sınıf tarım topraklarımızı kaybetmemek için amaç dışı kullanımların önüne geçilebildi mi? Sanayiye kurban edilen, yapılaşmaya kurban edilen 1. Sınıf tarım topraklarımızın korunması için hangi tedbirler alındı? Dünyanın tanınmış tarımsal ARGE kuruluşu olan Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü’nün arazisinin amaç dışı kullanımının önüne geçilebildi mi?

İnternet ortamında sohbet havasında yapılan bu bilgi alışverişinde söz döndü dolaştı “Tek yetkili olsaydınız 2021’de Yalova’da ne yapılmasını sağlardınız?” sorusuna takıldı. Bana ayrılan yazı alanını da dikkate alarak birçok cevap içersinde öne çıkan iki cevabı aynen yayınlıyorum.

“Yalova'da tek yetkili ben olsam yapacağım birçok etkinlik olacaktır ama öne çıkanları şöyle sıralıyabilirim:

Küresel ısınma ve iklim krizinin en önemli sonuçlarından biri gıdaya erişim olacaktır.  Ülkemizin içinde bulunduğu durum sebebiyle yeterli ve sağlıklı gıdaya erişim çok daha fazla önem arz etmektedir.  Yalova gibi, iklim açısından tarıma çok müsait ama kaliteli tarım alanları açısından sınırlı kaynaklara sahip bir şehirde yapılması gereken en önemli iş elinde tarım arazi olan kamu kurumları ile temasa geçip bu alanları tarım amaçlı kullanma için anlaşmalar yapıp halkın makul fiyatlardan taze sebze meyveye ulaşmasını sağlamak olacaktır,.

Tek yetkili ben olsaydım, şehrimizin en büyük özelliği ve serveti olan, su ve temiz hava kaynağımız, ormanlarımızı korur ormanlık alan içine taş ocak, rüzgar gülleri ve bunlara benzer zarar veren faaliyetlere izin vermezdim.

Tek yetkili ben olsaydım, küresel ısıma nedeniyle git gide azalan su kaynaklarını korumak için aşırı su tüketen sanayi yatırımlarına izin vermez, yağmur hasadı yapabilme imkanı olan her kişi ve kurumu teşvik etmek ve cesaretlendirmek için projeler geliştirir ve finansal destekte bulunurdum.  Kent merkezinde zor olabilir ama merkez dışındaki müstakil evlerde, sitelerde kendi suyunu temin için yağmur hasadı projeleri geliştirdim ve uygulatırdım.

Tek yetkili ben olsaydım; her gün daha içinden çıkılmaz hale gelen trafik sorunu için alternatif projeler geliştirir, şehir merkezine özel araç ile girilmesini zorlaştırır ama buna eş zamanlı olarak merkezde ulaşım için toplu taşıma imkanlarını arttırır idim.”

Konusunda uzman olan bir başka arkadaştan çarpıcı bir örnek;

“Yalova'da tek yetkili olsaydım:

1. Termal ve Karaca Arberatumunu uluslararası turizm alanı yapardım,

2. Millet Bahçesi için harcanacak 31 milyon Tl'yi kooperatifleşen  çiftçilere destek olarak verir, I. Sınıf tarım alanlarını korurdum.

3. Şehirde hızla artan arap nüfusuna izin vermezdim.

4. Yalova'da OSB ler yerine çevre turizmini ön plana çıkarırdım.

5. Yalova'nın en güzel yerini otopark yapmazdım. Sahili insanların rahat nefes alacağı yerler haline getirirdim.

6. Otopark sorununu çözerdim.”

Bir Orman Yüksek Mühendisi arkadaşımın şu benzetmesini yazmadan geçemeyeceğim;

“Toprak vazgeçilmezimizdir. Her ne sebeple olursa olsun hiçbir şeye feda edilmemelidir. Toprağı inciye benzetirsek ormanlar ise bu inciyi koruyan kabuklardır. Ormanlarımızın tahrip edilmesine asla müsaade edilmemelidir.”

Bir paragraf da KENT KONSEYİ konusuna ayırmak istiyorum.

Kent Konseyi yönetim kurulunda üç dönem görev aldım. Çok zaman alan çalışmalar sonucunda ilimizle ilgili birçok güzel öneri ve proje ürettik. Bu projeler ilgili kurumlara iletildi. Ancak hiçbir tanesinin dikkate alındığına şahit olmadım. Hiçbir kurum da herhangi bir konuyla ilgili olarak Kent Konseyine ne düşündüğünü sormadı. Kanunen özerk bir hüviyeti olmayan, maddi imkanları, personel durumu belediyenin sağlayacağı imkanlarla sınırlı olan kent konseyinden çok fazla bir şey beklenmemesi gerektiğini düşünüyorum. Yine de yeni seçilen başkana ve yönetim kurulundaki arkadaşlara başarılar diliyorum. Kentin gelişiminde olumlu yönde katkı sağlamak için çalışacaklarına inanıyorum.

İlimizde 2021 yılında güzel şeyler de yapıldı. Onları da yapanlar açıklasın. Bize de teşekkür etmek düşer.

Şu Corona illetinden ülkemizin ve dünyanın kurtulmasını diliyorum. Bunu belirtirken de dünyanın ekolojik dengesine yapılan saldırıların bir an önce sona ermesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyorum. Böyle devam edersek yaşamanın çok zorlaştığı dünya ve Yalova’nın bizi beklediğini vurgulamak istiyorum.

Her şeye rağmen umutlarımızı yitirmeden geleceğe güler yüzle bakmak durumundayız.

Yeni yılın siz değerli okurlara, Yalovalılara ve tüm ülkemize güzel günler getirmesini diliyorum.