GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Günümüzde tarım ve hayvancılığın ne kadar önemli olduğu anlaşıldı. Daha doğrusu aklıselim insanlar olayın farkında; elbette hâlâ durumun vahametini anlamak istemeyenler de var.
Son Ukrayna- Rusya Savaşı, elbette alınacak pek çok ders içeriyor. Bunlardan biri de (tüm dünyanın takdirle andığı) Atatürk’ ün hemen her konuda ne kadar ileri görüşlü olduğunun anlaşılması… Öyle değil mi?
İçinde yaşadığımız günlerde yaşanılan sıkıntıları göz ardı etmek mümkün değil.
Geçmişten ibret almak ve özellikle de Atatürk’ ün tarıma ya da çiftliklerine verdiği önemi tekrar tekrar anlatmakta yarar olduğunu düşünüyorum.
Atatürk, tarım ve hayvancılıkta geleneksel, içe dönük üretimin geçerli olmadığının farkındaydı. Çağdaş teknikleri kullanarak tarım ve hayvancılıktaki geri kalmışlığı ortadan kaldırmak ve modern yöntemlerle elde edilecek ürünleri iç ve dış pazarlarda satarak millete örnek olmak onun için son derece önemliydi.
Bu görüşten yola çıkılarak Atatürk’ ün çiftlikleri kurma amacı şöyle özetlenebilir:
Ziraat yöntemlerinin düzeltilmesi, üretimin artırılması ve köylerin bu örneğe uygun biçimde kalkındırılması; 
Üretilen tarım ürünlerinin işlenerek değerlendirilmesi ve halka sunumu; 
Halka sağlıklı ve ucuz gıda sağlanması; 
Tahıl cinslerinin ıslahı için yeni türlerin araştırılması, halka tanıtımı ve dağıtımı; 
Hayvancılığın özendirilmesi, yeni cins ve ırkların araştırılması başarılı olanların halka tanıtımı; 
Yerli ve yabancı hayvan ırklarının araştırılarak, en uygun olanlarının geliştirilmesi; 
Kooperatifçiliğin özendirilmesi öneminin halka gösterilmesi; 
İklim koşullarına uygun yerli ve yabancı meyve türlerinin üretiminin yapılarak halka tanıtılması, bölgede yaygınlaştırılması; 
Bağcılığın geliştirilmesi ve halka tanıtımı; 
Bölge için gerekli meyve ve bağ fidanlarının üretimi amacıyla fidanlıklar kurulması; 
Çağdaş ziraat öğretiminin halka aktarılması; 
Gerekli zirai makine ve alet üretimine yönelik atölyeler kurulması; 
Bilimsel yöntem ve tekniklerle ağaçlandırma yapılması, ormanlar ve korular oluşturulması…
Atatürk, bu amaçla kurulacak olan çiftliklerde bağımsız, güçlü bir ekonomi kurabilmek için tarımla uğraşan toplumu modern tekniklerle buluşturarak, tarım ile sanayi arasında organik bir bağ kurarak bütün ülkeye örnek oluşturacak bir model ortaya koymak istemişti.
Atatürk, 1929 yılında İstanbul’a geldiğinde, en önemli hedeflerinden biri, tarım ve hayvancılıkta örnek olacak çiftlikler kurmaktı. Bu amaçla, sık sık İstanbul civarında çiftlik yeri olabilecek araziler arıyordu. Örneğin, 11 Ağustos 1929 günü, İmralı Adası’nda kurmak arzusunda bulunduğu çiftlik hakkında incelemelerde bulunmuştu. Aynı yıl, yani 1929 yılında, biri Yalova’nın doğusunda, diğeri batısında iki çiftlik mevcuttu. Doğudakine Millet Çiftliği, batıdakine Baltacı Çiftliği deniyordu. Atatürk, Yalova’ya geldiği 19 Ağustos 1929 günü, Baltacı Çiftliği’ni, ertesi günü de Millet Çiftliği’ni gezdi.
Atatürk’ün Yalova gezisini takip eden gazetecilerin yorumları şu şekildeydi: “...Gazi Hz. nin İstanbul civarında vücuda getirmek istedikleri hususi (özel) numune (örnek) çiftliğinin yeri için Yalova ve civarında tahkikat (inceleme) icra buyurmakta olmalarına ihtimal verilmektedir.” 
Her iki çiftliği de beğenen Atatürk, kısa süre sonra bunları satın aldı. Bu satın alınma safhasında, devletin bütçesinden herhangi bir ödenek ayrılmadı. Atatürk, bu çiftlikleri şahsi parasıyla aldı. Dönemin Başbakanı İsmet İnönü’nün, konuyla ilgili notları şöyledir: 
“ Yalova’da çiftlik almaktan vazgeçmesini söyledim. Dedim ki, yeni bir çiftlik hükümetten yeni külfetler talebidir. Yeni milyonlar demektir. Buna imkân yoktur. ’Hükümetten bir şey istemiyorum’, dedi.” 
Devam edeceğiz.
Aydınlık ve esenlik dolu günler dilerim.