GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Ekonomi hepimizin hayatında çok önemli bir yer işgal ediyor.
Bugün tarih sayfaları arasında dolaşarak Atatürk’ ün ekonomiye bakış açısı ya da maliye politikası üzerinde durmak istiyorum. Geçmişte neler olmuş bitmiş hatırlamakta yarar var.
Ekonomik kalkınma amaçlarına ve temel stratejilere uygun olarak Atatürk’ ün maliye politikasının temel amacı, toplumu zor duruma düşürmeden devlet bütçesi dengesinin sağlanmasıdır.
Hatta kurduğu yeni Türk Devleti’ nin hızlı kalkınması gerektiği için, devlet bütçelerinin yatırımlara tahsis edilmek üzere bütçe fazlaları vermesi de sağlanmalıdır. (1 Kasım 1937 Açış konuşmasından…)
Ancak Atatürk’ ün maliye politikasında devlet bütçesinin açık vermesi kesinlikle yasaktır.
Bütçeler yılbaşlarında denk olarak hazırlanmalı, kesin hesaplar da denk olarak kapatılmalıdır.
Yıl içinde ek ödeneklerle bütçe denkliğinin bozulmasına izin verilmemelidir.
Denklikten anlaşılan devletin normal gelirleri (vergi gelirleri ve vergi dışı normal gelirler) ile normal devlet harcamaları (belirlenmiş devlet temel işlevleri ile ilgili hizmetler için yapılan harcamalar) arasında denklik sağlanmasıdır.
İç ve dış borçlanmadan sağlanan devlet gelirleri ile bütçe denkliğinin sağlanması kabul edilemez.
Atatürk, ilk kez 1 Mart 1922Açış Konuşması’ nda belirttiği bu görüş, sonraki konuşmalarında da sık sık yinelenmiştir.
Atatürk’ ün bütçe dengesi üzerinde bu ölçülere varan titizlikle durmasının temel nedeni, Devlet Hazinesi’ nin yurt içinde ve yurtdışında güçlü ve güvenilir olmasını zorunlu görmesidir.
Ona göre ekonomik bağımsızlığı sağlamanın başka yolu yoktur.
Bu anlayışla ve Atatürk’ ün yakın ilgisi ile yapılan 1924- 1938 arasındaki 11 (on bir) bütçenin kesin hesabı denk bağlanmış, 3’ü fazla vermiş, sadece 1’i açıkla (içinde Aşar vergisinin kaldırıldığı 1925 yılı) kapanmıştır.
Bu arada hatırlayalım: 1919- 22 yıllarında bütçe yapılmamış, ülke Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nden ayrı ayrı alınan ödeneklerle yönetilmiştir.
Atatürk’ ün maliye politikası, Devlet Hazinesi’ nin yurt içinde ve dışında güçlü olması temel amacını gütmektedir.
Ancak bu amacı gerçekleştirirken vergilerin, halkı zor duruma düşürmemesi esas alınmıştır.
Bunun için de vergi artışları halkın gelir düzeyi artışları ile oranlı olması sağlanmıştır.
Çağdaş Maliye Politikası’ nın temel amacı olarak gösterilen bu ilke, Atatürk’ ün konu ile ilgili bütün konuşmalarında açık ve seçik olarak ortaya çıkmaktadır.
Nitekim Atatürk döneminde halka ağır gelen ve sosyal zararları olan bütün vergi, resim ve harçlar kaldırılmış; onların yerine halkın gelir düzeyine göre ayarlanabilen vergiler getirilmiştir.
Çağdaş Maliye Politikalarının amaçları arasında şimdi açık ve seçik olarak ortaya konmuş olan, vergilerin ekonomik etkilerinin üretimi azaltmasının önlenmesi ilkesi de Atatürk’ ün Maliye Politikasının temellerinden biridir.
(Gelecek yazı: Atatürk’ ün Para Politikası)
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.
NE MUTLU TÜR’ÜM DİYENE!