GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Geçen yazımızda Atatürk’ ün ülkenin dört bir tarafındaki çiftlikleri ne amaçla kurduğu üzerinde durmuştuk.
Atatürk, diğer çiftliklerde olduğu gibi Yalova’ da da Millet ve Baltacı çiftliklerinin hemen her şeyiyle ilgilenerek onları çağdaş bir duruma getirdi. Baltacı çiftliğini hayvancılık üzerine, Millet çiftliğini bahçe bitkileri üzerine yönlendirdi.
Atatürk, bölge ve ülkemizde tarımın ve hayvancılığın gelişmesini, yetiştiricilikte modern tekniklerin kullanılmasını ve çiftçilerin bu tekniklerle tanıştırılmasını istiyordu.
Çiftliklerde çalışma sistemi dört ana kol üzerinden plânlanmıştı.
1.Ziraat Şubesi: Ziraat İşleri Kolu, Sebzecilik, Meyve Çiftliği, Bağcılık ve Fidanlık İşleri Kolu.
2.Hayvancılık Şubesi: Sığır Kolu, Koyunculuk Kolu, Kasaplık Hayvan Kolu, Atçılık Kolu, Kümes Hayvanları ve Arıcılık Kolu.
3.Endüstri Şubesi: Pastörize Süt Fabrikası ve Yoğurt İmalathanesi, Fırın ve Değirmen.
4.Ticaret ve Pazarlama Şubesi.
Atatürk, bu çiftliklerin amaçları doğrultusunda kullanılmasına bizzat nezaret etti.
Atatürk döneminde Yalova çiftliklerinin uzun süre Müdürlüğünü yapan Sayın Necati Turgay, o günleri şöyle anlatıyor:
“ Atatürk’ ün çiftlik kurmaktaki amacı bilhassa çiftliklerin bulunduğu bölgelerdeki köylüleri kalkındırmak, modern ziraat metotlarını onlara benimseterek gelir seviyelerini giderek yaşam seviyelerini yükseltmekti. Ben Yalova çiftliklerine geldiğim zaman Yalova’ nın manzarası memleketin umumî manzarası gibi iç açıcı değildi. Kaldı ki, Yalova, Yunan işgali sırasında yanmış, yıkılmış ve harap haldeydi, halk aç ve perişandı. Çiftlikleri açtığımız zaman köylüleri fiilen çalıştırarak onlara geçim sağlamayı düşündük. Ondan sonra ziraat metotları öğrenme yoluna gidildi. Civarda o zamanlar bir tek sebze bahçesi yokken, Atatürk’ ün direktifleriyle, çiftlik etrafında bulunan köylere sebze, meyve fidanı, asma bağ çubukları dağıtarak öncülük yaptık.
Kooperatif kurarak bütün köyleri bu kooperatife bağladık, personel yetiştirdik. Birçok yerde, Orhangazi, Gemlik, Karamürsel’ de süt alım merkezleri kurduk. Çiftliğin içinde de bir süt fabrikası kuruldu. Fabrikanın plânları Almanya’ dan getirildi. Amacımız İstanbul’ a kaliteli süt vermekti. Bilhassa küçük çocukların, hastaların, halkın sağlıklı süt ihtiyacı bu şekilde karşılandı. İstanbul ilk pastörize sütü Yalova çiftliklerinden içti.
Çiftlikteki çalışmalarımızla civar köylere rehber olduk. Bizim için en müşkül iş, harman mevzuu idi. Ne yol ne iz varken köylülere harman makineleri götürerek harman yaptık. Meyvecilik, hayvancılık, tavukçuluk alanındaki çalışmalarımız civar köyler için bir eğitim oldu, civar köylerin kalkınmasına yardım etti. Bugün Yalova çevresindeki meyvecilik, turfanda sebzecilik, tavukçuluk, çiçekçilik o zaman Atatürk’ ün önderliğinde başlattığımız çalışmaların ürünüdür.
Atatürk’ ün direktiflerinden ziraatta amacının önce halkımızı beslemek, ondan sonra ziraat mahsullerimizi ihraç etmek, bilhassa ziraata dayalı meselâ dokuma endüstrisi için ham madde temin etmek olduğunu anlıyorduk.”
Atatürk döneminde tarımda mülkiyet ilişkilerine dokunmamakla birlikte tarım ve köy sorunlarında önemli aşamalar kaydedildi. Ziraat Bankası kredileri artırıldı. Çiftçinin korkulu rüyası olan Aşar Vergisi kaldırıldı.
1923’ te 8 milyon TL olan tarım kredileri 1928’ de 26, 1936’ da 35 milyon TL ye çıkarıldı.
1923- 34 yıllarında göçmenlere 6 milyon dönümden fazla topraksız ya da az topraklı köylüye 731 bin dönüm devlet arazisi dağıtıldı.
Bir yanda devlet örnek çiftlikleri, tarım okul istasyonlarında yeni alet ve makineler kullanarak çiftçilere örnek olmaya çalışılırken diğer yandan makine almak isteyenlere kolaylıklar sağlandı.
Tarım makinelerinde kullanılan akaryakıt vergiden muaf tutuldu. Ayrıca bu harcamalar için tazminat ödendi.
Yazımızı sonlandırırken, küçük bir de not ekleyelim: Zaman zaman geçmişte neler olup bittiğini doğru olarak öğrenmek ve topraklarda ülkeleri için çaba gösterenleri saygıyla anmak gerekiyor.
Aydınlık ve esenlik dolu günler dilerim.