GÜNAYDIN Değerli Okurlar,

Osman Gazi, 27 Temmuz 1302 tarihinde, Hersek civarına çıkan Roma/ Bizans kuvvetlerini ağır bir mağlubiyete uğratmıştı.

Osmanlı’ nın ilk günleri, fetihleri ve Osman Gazi’nin 27 Temmuz 1302’de Hersek’te kazandığı bu zafer, Osmanlı tarihçileri tarafından aradan en az 100 yıl geçtikten sonra, o da kulaktan dolma bilgilerle yazılmış olmasına rağmen, dönemin canlı tanıklarından Pachymeres (Pahimeres), “Bapheus Savaşı” adını verdiği (gerçekte savaş değil) muharebeyi ayrıntılarıyla anlatmaktadır.

Bu metin yazarının yaptığı araştırmalar sonucunda Osman Gazi döneminde yaşamış, Nicaea (İznik) doğumlu Romaio bir tarihçi olan Pachymeris’in yazdığı kitabın İngilizce ve Fransızca basılmış çevirileri; orijinal kitap değil de muharebeyi anlattığı Rumca orijinal metinler bulundu. Yapılan araştırmada, bazı tarihçilerin Pachymeris’ in orijinal kitabını değil de, ilâve ve eklemeler yapılmış İngilizce ve Fransızca çevirileri esas alarak değerlendirmede bulundukları görüldü. Her sefer ortaya değişik yorum ve ilâveler çıktı.

Örneğin, Bafheus adının yanına parantez içinde sonradan Koyunhisar ya da Çobankale adlarının eklendiğini görüldü, orijinal metinde bu ekler yok. Pachymeres, “Bizanslı”, “ Osmanlı”, “Türkler”, “Osman”, ”Osman Bey” adlarını hiç kullanmamış ama Pachymeres’ ten alıntı yapan kitaplarda genellikle bu tanımlamalar varmış gibi yazılmış.

Pachymeres “Osman” yerine “Atman”,”göçebeler” ve “barbarlar” tanımını kullanmış. “Bapheus Kalesi” tanımı ise hiç yok. Aksine “Bapheus sahili, Bapheus yanı, Bapheus düzlüğü” gibi tanımlamalar var.

İngilizce çevirilerde “on the plain of Bapheus” (Bapheus Ovası’ nda), Fransızca çevirilerde “ du côte de Bapheus” (Bapheus sahilinde) ifadelerine rastlanıyor. Kısacası sonradan yapılan ilâveler, yanlış değerlendirme ve yorumlara neden olmuş ve halen oluyor! Bizim tarihçiler ise orijinal metinden değil de, genellikle İngilizce yazılan çevirilerden yararlanmışlar.

Marc C. Bartisus, Pennsylvania’da kaleme aldığı “The Late Byzantine Army” isimli kitabında, Bapheus hakkında şunları yazmış: “…Battle of Bapheus…Mouzalon’s army consisted of barely 2 000 men, of wich perhaps something more than half were Alans. While Mouzalon was defending Nikomedeia, an army composed of same 5 000 light cavalry drawn from nomadic tribes appeared between Nikomedeia and Nicaea. …There on the plan of Bapheus Mouzalon’s army was defeated.” (p.76)

Bu yazının Türkçe anlamı şudur:

“…Mouzalon’un ordusu, içlerinde Alanların da bulunduğu, yaklaşık 2 000 kişiden oluşuyordu. Yaklaşık 5 000 süvariden oluşan göçebe aşiretlerin birlikleri İzmit ile İznik arasında ortaya çıktı ve Bapheus düzlüğünde yapılan muharebede Mouzalon’un ordusu yenildi.”

Bu ifadelerden anlaşıldığı kadarıyla Bapheus, muharebenin yapıldığı alanın (vadiden gelen yolun kıyı ile birleştiği alan- Hersek Köyü genel bölgesi) adıdır.

Günümüzde Bapheus Muharebesi’ni anlatan kaynaklarda, Bapheus kelimesinin yanında, tırnak içinde (Çobankale) ismine rastlanmaktadır. Yani bu isim sonradan ilâve edilmiştir. Bundan dolayı da Bapheus Muharebesi’ne Çobankale ya da Koyunhisar Muharebesi adı verilmektedir. Muharebeyi ilk anlatan kaynağın yazarı olan Pachymeres’ in vadideki kaleye Türkçe “Çobankale” ya da “Koyunhisar” demesi mantıken mümkün değildir.

Bapheus Muharebesi’nden bir sene önce, 1301’de, 100 kadar atlı, Hersek’ten gelip Boyalıca üzerinden İznik’e giden yol üzerinde bulunan ve o zaman Mouzalon’un komutasında bulunan ve günümüzde kimi tarih yazıcılarının Çobankale ya da Koyunhisar diye tanımladığı kaleye bir cebrî keşif hareketinde bulunurlar.

Sayın İnalcık, “Osman Gazi’nin İznik Kuşatması ve Bafeus Muharebesi” adını verdiği makalesinde, bu olayı şöyle anlatır:

“Pahimeres bize Osman’ın atlılarının Bafeus Muharebesi’nden önce Telemaya’daki Mouzalon’a nasıl saldırdıklarını anlatır. Başarısı onu dağ geçitlerini aşmaya ve ‘Halizones’e akın yapmaya teşvik edecektir.”

“Halizones”, kıyı ovasına yani Yalakovası’ na verilen addır.

"Telemaya" denilen yer Çobankale denilen yer olmalıdır. Zira Muzalon 1301 yılında bu kalede bulunuyordu.

Bu durumda, Çobankale ile Bapheus aynı yer değildir.

Aynı makalede, “tarihçi Arnakis, bunun Bapheus Muharebesi’nden bir yıl önce olduğuna inanır ki, bu mantıklıdır” sözünden de anlaşıldığı gibi, Bapheus Muharebesi’nin Çobankale ile bir ilgisi yoktur.

Sayın İnalcık, makalesinde, Bapheus Muharebesi’nin yerini, “ İzmit Körfezi’nin güney kıyılarındaki kıyı ovasıyla, İznik’ten gelen kara yolunun kıyı ovasına birleştiği bir nokta” olarak belirler.

Bu da, günümüzdeki Altınova İlçe merkezi ile deniz arasındaki bölgeye denk gelmektedir. Muharebe, kaynaklara göre Hersek’te iskele civarında başlamış, ovada ve günümüzdeki İzmit- Yalova karayolu üzerinde devam etmiştir.

Burada da, muharebenin yapıldığı yerle bir kalenin (ya da kimi yazarlarca ifade edilen Çobankale’ nin ) bir ilgisi yoktur. Çobankale Muharebesi 1303’ te yapılmıştır, burayla bir ilgisi yoktur.

Roma/ Bizans dönemi kaleleri incelenmiş, herhangi bir kaynakta “Bapheus” isimli bir kaleye rastlanılmamıştır.

Kısacası, 27 Temmuz 1302’deki muharebe, "there on the plain of Bapheus" yani Bapheus Ovası'nda yapılmıştır. Burası da deniz kenarındadır. Dönemi yaşayan tarihçi Pachymeris, muharebeye kendi dilinde “Bapheus Muharebesi” adını vermiştir. (Sulak Alan/ Bataklık Alan Muharebesi gibi bir anlam çıkıyor. Günümüzde Hersek yerleşim alanının doğusu sulak alandır.)

Vadideki kalenin adının Bapheus olduğuna dair bir belge bulunamamıştır. Bulunsa bile, vadideki kalenin deniz kenarındaki muharebeyle bir ilgisi yoktur.

Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.