GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Birinci Dünya Savaşı’ nda 1914- 1916 yılları arasındaki Çanakkale Muharebeleri, dinsel anlamda bir çatışma alanı değildir. Zira Osmanlı Ordusu sadece Müslümanlardan, İtilâf Devletleri birlikleri de, sadece Hristiyanlardan oluşmuyordu.
İtilâf askerleri içinde Müslümanlar ve Museviler olduğu gibi, Osmanlı ordusunda da gayrimüslim vatandaşlarımız vardı.
Tarihi bir gerçektir: Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan Müslümanların tamamının vatansever olduğu söylenemeyeceği gibi; Osmanlı Devleti’nin sınırları içinde yaşayan gayrimüslimlerin tamamının hain olduğu da asla söylenemez.
Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Süryaniler içinden, çoğunluk Müslüman Türk kadar vatanına bağlı, hatta bu topraklar için seve seve can veren pek çok insan çıkmıştır, çıkmaktadır.
Çanakkale cephesinde görev yapan tabip gayrimüslim vatandaşlarımızdan birkaç örnek görelim:
Tabip Yüzbaşı Nivart Baliç Efendi, Tabip Yüzbaşı Parsildos Efendi, Tabip Yüzbaşı Hacır Efendi, Sivil Tabip Sarafidis Efendi. 
Çanakkale Muharebeleri’ nde, Osmanlı Ordusu saflarında hayatlarını kaybedenlerden kimlikleri tespit edilebilen 105 gayrimüslim, vatan evlâdı var. Birkaç örnek:
Nersis oğlu Agop( Afyonkarahisar), Vasil oğlu Likor ( Aksaray), Hayem oğlu Markado ( Ankara), Panayot oğlu Andon (Balıkesir), Tüfekçiyan Menyans oğlu Jandarma Teğmen Arakil Efendi ( Burdur), Mıgırdıç oğlu Mehran (Bursa), Kostantin oğlu Aristo (Çanakkale), Paskal oğlu Apostol (Edirne), Mulçar oğlu Piyade Onbaşı İshak ( Eskişehir- Sivrihisar), Yorgi oğlu Andon (İstanbul), Ovadis oğlu Haçor ( Kahramanmamarş), Bedros oğlu Takur ( Konya), Avaniz oğlu Agop (Merzifon), Hristo oğlu Andon (Tekirdağ), Sergey oğlu Karabet ( Yozgat).
Gayrimüslim vatandaşlarımızdan Çanakkale’de hayatlarını kaybedenler ile ilgili pek çok örnek verilebilir.
Kabataş Erkek Lisesi Onur Levhası’ nda 1915 yılında cepheye gidip, dönmeyenler içinde, Miyako oğlu İsak, Avram oğlu Hayim, Avram Şeftu oğlu İsak’ ın adları hemen göze çarpıyor.
Galatasaray Lisesi ”Şehit Olan Galatasaraylılar” köşesinden de iki isim alalım: Mıgırdıç Dikranyan: Mekteb-i Sultani  2’nci sınıf öğrencisiyken, Birinci Dünya Savaşı’ na gönüllü katılmış, 1916’ da şehit olmuş.
Agop Elmasyan: Mekteb-i Sultani mezunu… 60 yaşında olmasına rağmen, Birinci Dünya Savaşı' na gönüllü tabip olarak katılmış. Çanakkale’ de yaralıları tedavi ettiği sırada bombardımanda şehit olmuş.  
Süryaniler’ in tarih boyunca Mardin ili ve çevresinde yaşadıklarını biliyoruz. Birinci Dünya Savaşı başlangıcında, Mardin Midyat’ın Alagöz Köyü’nden 19 kişi askere alınmış. Savaş sonunda, bunlardan sadece 3’ü dönebilmiş. Ne yazık ki, bugün onlardan sadece beşinin ismi biliniyor: Lahdo Kate, Savme Abdalla, Şaobo Slivo, İşıh Hannıko, Gevriye Bahat.
Günümüzün tanınmış fotoğraf sanatçılarından Ara Güler’in babası Dacat Güler, Çanakkale Muharebeleri’ ne Eczacı Er olarak katılıp, yaralanan ve Gazi olarak dönen Ermenilerden…
Merhum Ara Güler, babasının 1960’ta vefatına kadar Çanakkale’de aldığı yarayla övünür, zaman zaman çevresine “Ben bu ülke için savaştım, yaralandım. Sen ne yaptın?” diye sorduğunu anlatırdı.
Rum Kleanti (Kalyoncu), Üsküdar’da seccadecilik yapıyordu. Zamanı gelince askere gitti. Çanakkale’de çarpışırken şehit düştü. Genç eşi Polikseni bir daha evlenmedi. Devletten aldığı ŞEHİT MAAŞI ile bebeğini büyüttü. Bu çocuk büyüdü, Niko adıyla Türk Ordusu’ nda 6 yıl askerlik yaptı. Evlendi, bir oğlu oldu; Adını Fedon koydu. Günümüzde kulağında ayyıldızlı küpe olan Şarkıcı Fedon, işte bu Çanakkale şehidimizin torunudur.
Gelecek yazımızda kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.
NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!