GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Günümüzdeki Hatay ilimiz ve çevresi, Musul petrol bölgesinin Akdeniz’ e açılan kapısı olarak değerlendirilir. 1517 yılında Osmanlı hâkimiyetine giren bölge, Osmanlı Devleti’ nin son yıllarında İngiltere ile Fransa arasında yoğun bir paylaşım mücadelesine sahne olmuştu.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında Mondros Ateşkesi (30 Ekim 1918) imzalanınca Fransızlar bu ateşkes hükümlerine dayanarak İskenderun’ a asker çıkardılar ve Aralık 1918 sonuna değin, Antakya da içinde olmak üzere tüm Hatay yöresini işgal ettiler.
Ayrı bir inceleme konusu olacak olaylardan sonra Fransa, 1935 yılında, Hatay üzerindeki haklarını Suriye yönetimine devretti. Bunun üzerine Türkiye, Ankara Anlaşması'nın ihlal edildiğini belirtti ve bu durumu Milletler Cemiyeti'ne taşıyarak bölgenin bağımsız olması gerektiğini bildirdi.
Daha sonra Milletler Cemiyeti'nin aldığı karar göre Hatay’ın iç işlerinde bağımsız dış işlerinde Suriye'ye bağlı özerk bir devlet olduğu kabul edildi.
1938 yılında Türk askeri, Hatay sınırına konuşlandırıldı.
Özellikle Türkiye’ nin baskısı üzerine bölgede seçimler yapıldı, Hatay Meclisi oluşturuldu. 
Meclis, 2 Eylül 1938'de toplanarak bağımsız Hatay Cumhuriyeti'ni ilân etti. Cumhurbaşkanlığına Tayfur Sökmen, Başbakanlığa ise Abdurrahman Melek seçildi. 
Hatay Millet Meclisi 29 Haziran 1939 toplanarak Türkiye’ ye katılma kararı aldı.
TBMM’ nin 30 Haziran 1939 günü bu kararı onaylamasıyla, Hatay Bakanlar Kurulu, yönetimle ilgili yetkilerini Türkiye’ nin Hatay Olağanüstü Temsilcisi Cevat Açıkalın’ a devrederek varlığını sona erdirdi.
Anlaşma gereğince son Fransız askeri de 7 Temmuz 1939 gün Antakya kışlasında yapılan törenden sonra Hatay’ dan ayrıldı.
Türkiye hükûmeti Fransızlara bağlı Suriye ve Lübnan Bankası, Tütün İdaresi, Elektrik Şirketi, İskenderun Liman Şirketi gibi kuruluşları, bütün mal varlıklarıyla satın aldı. Hatay Cumhuriyeti yurttaşlarına, Türkiye ya da Suriye uyruklarından birini seçmeleri için süre tanıdı. 
Suriye uyruğuna geçmek isteyenler bu ülkeye göç ettiler.
Suriye ve Türkiye temsilcilerinden oluşan bir komisyon da günümüzdeki Türkiye- Suriye sınırını belirledi.
7 Temmuz 1939 tarihli ve 3711 sayılı yasayla Hatay ili oluşturuldu.
Emniyet Genel Müdürü ve Hatay Egemenlik Cemiyeti Genel Sekreteri Şükrü Sökmensüer, ilin ilk valisi oldu.
Ancak Suriye’ nin Hatay üstündeki talepleri hiç bitmedi. Halen Suriyeliler, tüm Suriye haritalarında Hatay’ ı kendi toprakları içinde gösterirler.
Suriye Halk Meclisi, Hatay'ın Türkiye topraklarına katılmasının yıl dönümünde skandal bir bildiri yayınladı. Hatay'ın Suriye toprağı olduğunu öne süren Suriye Parlamentosu'nu bildirisinde Hatay'ın, "İşgal altındaki Suriye topraklarının bir parçası olduğu” ileri sürülerek, “Türkiye'nin eline kalmaması ve geri alınması için mümkün olan her şeyin yapılacağı" iddia edildi.
Bildiride "İskenderun sancağı, Suriye'nin ayrılmaz bir parçasıdır. Suriyeliler, İskenderun sancağını vatan topraklarına katmak için her bedeli ödeyecek" ifadeleri kullanıldı.
Uzun yıllardır duyarım ancak doğruluk derecesini bilmiyorum; Hatay kütüğüne kayıtlı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Suriye’ de herhangi bir üniversiteye sınavsız girebiliyorlarmış.
Suriye’ de dış güçlerin kışkırtıp teşvik ettiği iç isyandan sonra, kendi topraklarından ayrılan önemli sayıda Suriyeli, ülkemizde içlerinde Hatay da olan çeşitli şehirlere yerleşti.
Geçenlerde Hatay Belediye Başkanı da, bölgesindeki nüfus yapısının değişmesiyle ilgili kaygılarını kamuoyu ile paylaştı. Arzu edenler bu açıklamanın ayrıntısını ulusal basında okuyabilirler.
Ben hiçbir yorum yapmadan sadece olayları aktarmakla yetiniyorum, yorum okuyucuya aittir.
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.