Sevgili okurlarım. Bugünkü yazımda yüce Mevlanın biz okurlarına (Insan Suresi, Ayet 9) da mealen şöyle buyurmaktadır. “Yedirdikleri kimselere şöyle derler; biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ya da teşekkür beklemiyoruz”

 Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Allah Rasulü (s.a.s) biz ümmetine şöyle bildirmiştir;

“Kim darda kalan borçluya zaman tanırsa yahut (alacağının tamamını veya bir kısmını) borçluya bağışlarsa, başka hiçbir gölgenin olmadığı kıyamet gününde Allah onu, kendi arşının gölgesinde gölgelendirecektir.” (Kaynak Titmizi, Büyü 67; Müslim, Zühd ve Rekaik, 74)

Sevgili okurlarım, “Dua Allah’ım! Kötü ahlaktan, nefsani arzulardan, kötü işlerden ve ayıp şeylerden beni uzaklaştır” (Kaynak İbn Hibban, Ed’ıye, No; 960)

Sevgili Okurlarım. Bir kimse hayatta iken malını mülkünü bir hayır kurumuna bağışlarsa, ölümünden sonra çocukları bu bağışı iptal ettirebilirler mi? Karşılık şart koşulmaksızın bir malın hayatta iken başkasına temlik edilmesine “hibe” denir.

Hibe iki taraflı bir akit olup, tarafların irade beyanı ile kurulur, hibe edilen malın teslim tesellümü ile tamamlanır. Hibenin geçerli olması için, bağışlama anında akit konusu malın mevcut olması, malum ve belirli bulunması, bağışlayana ait olması ve tarafların rızalarının bulunması şarttır. (Kaynak İbn Rüşd, Bidaye, 11, 327; Mergigani, el – Hidaye, vı, 241)

Buna göre bir kimse hayatta iken yapmış olduğu hibeden geri dönme hakkına sahiptir. Ama onun ölümünden sonra çocuklarının bu hibeyi iptal etme hakkı yoktur. Amin.

------------

ELLİ DÖRT FARZ

1- Allahü teâlâyı bir bilip, Onu hiç unutmamak. [Yani her şeyi İslamiyet’e uygun yapmaya çalışmak.]

2- Helalinden yiyip içmek.

3- Abdest almak.

4- Her gün vakti gelince, Beş vakit namaz kılmak.

5- Hayzdan, nifastan ve cünüplükten gusletmek.

6- Kişinin rızkına, Allahü teâlânın kefil olduğuna inanmak.

7- Helalinden temiz elbise giymek.

8- Hakka tevekkül ederek çalışmak.

9- Kanaat etmek.

10- Nimetleri için, Allahü teâlâya şükretmek [nimetlerini               emrolunan yerlerde kullanmak].

11- Kaza ve kadere razı olmak.

12- Belalara sabretmek [isyan etmemek].

13- Günahlardan tevbe etmek.

14- İhlasla ibadet etmek.

15- İslam düşmanlarını düşman bilmek.

16- Kur'an-ı kerimi dört delilden biri bilmek.

17- Ölüme hazırlanmak yani farzları yapıp haramlardan kaçarak imanla ölmeye çalışmak.

18- Allahü teâlânın sevdiğini sevip, sevmediğini sevmemek ve bundan kaçmak. [Buna Hubb-i fillah ve buğd-ı fillah denir.]

19- Ana babaya iyilik etmek.

20- Gücü yetenlerin, imkanı nispetinde dinin emirlerini yaymaya çalışması.

21- Mahrem olan salih akrabayı ziyaret etmek.

22- Emanete hıyanet etmemek.

23- Daima, Allah’tan korkarak, haramlardan sakınmak.

24- Allah’a ve Resulüne itaat etmek. [Yani her şeyi İslamiyet’e uygun yapmak]

25- Günahtan kaçıp, ibadet ile meşgul olmak.

26- Hükümdara karşı gelmemek.

27- Âleme ibretle bakmak.

28- Allahü teâlânın varlığını tefekkür etmek.

29- Dilini haram, fuhuş olan sözlerden korumak.

30- Kalbini dünyanın faydasız şeylerinden, zararlı isteklerinden temizlemek

31- Hiç kimseyi alay etmemek.

32- Harama bakmamak.

33- Hep sözüne sadık olmak.

34- Kulağını fuhuş söz ve çalgıdan korumak.

35- Farzları ve haramları öğrenmek.

36- Tartı, ölçü aletlerini, doğru olarak kullanmak.

37- Allahü teâlânın azabından emin olmayıp daima korkmak.

38- Allahü teâlânın rahmetinden, ümidini kesmemek.

39- Müslüman fakirlerine zekat vermek ve yardım etmek.

40- Nefsin haram olan isteklerine uymamak.

41- Aç olanı Allah rızası için doyurmak.

42- Yetecek kadar rızık [yiyecek, giyecek ve ev] için çalışmak.

43- Malının zekatını, ürünlerinin uşrunu vermek.

44- Âdetli ve lohusa halinde bulunan hanımı ile ilişkide bulunmamak.

45- Kalbini günahlardan temizlemek.

46- Kibirli olmaktan sakınmak.

47- Yetim çocuğun malını korumak.

48- Genç oğlanlara, şehvete sebep olacak durum ve hareketlerden uzak durmak

49- Günlük vakit namazlarını kazaya bırakmamak.

50- Şirk koşmamak.

51- Zinadan kaçınmak.

52- Alkollü içki içmemek.

53- Boş yere yemin etmemek.

54- Haksız yere, zulümle yani gayrimeşru olarak başkasının malını almamak. Kul hakkından korkmak. [En önemli kul hakkı ve azabı en çok olan, akrabasına ve emri altında olanlara emr-i maruf yapmamak, bunlara din bilgisi öğretmemektir. Bid'at sahibinin, Ehl-i sünnet itikadını değiştirmesi, dini, imanı bozması da böyledir.]