GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Birkaç gün arka arkaya “Mitra ve Noel “ konusundaki düşüncelerimi açıklamaya çalışacağım.
Noel, Lâtince Natalis’ ten gelir, doğumla ilgili demektir. Natalis, Fransızca’ ya geçerken “Noel” olmuş, Türkçe’ ye de buradan girmiştir. Bir başka iddiaya göre Noel kelimesi, yeni anlamına gelen “noio” ile güneş manasına gelen “hel”in birleşmesiyle oluşmuştur ve “yeni güneş” anlamına gelmektedir. Noel sözcüğünün kökeni ile ilgili bir diğer açıklama ise Fransızca “haber” veya “yeni” anlamındaki “nouvelle” kelimesinden geldiğidir. Noel ayrıca Almanca' da “kutsal gece” anlamındadır.
Günümüzde kabul gören anlayışa göre Noel, Hazreti İsa’ nın doğumu onuruna, bazı Hristiyan mezheplerince, 24/ 25 Aralık gecesi kutlanan Hristiyan yortusudur. Ancak, Hristiyanlık öncesi dönemlerden gelen ve doğaya tapan pagan toplumlardan kalan bir kutlamadır. Hazreti İsa’nın doğum tarihi kesin olarak belli değildir, tartışmalıdır. Hristiyan mezhepler için bu tarih değişiktir.
Yortu: Hazreti İsa’nın yaşamını, ölümünü ve dirilişini anmak, ondan kaynaklanan ve Hıristiyan azizlerinin yaşamında anlatımını bulan erdemleri kutlamak üzere kilisenin belirlediği günlerdir. İlk Hıristiyanlar döneminde, Hazreti İsa’nın doğumunu kutlamak için özel bir gün yoktu. Noel kutlamaları çok sonraları başladı. Ancak, bu kutlamanın temelinde, Hıristiyanlık öncesi dönemlerden gelen ve doğaya tapan pagan toplumlardan kalan izler vardır.
Din, tarihin her döneminde insanoğlu için önemli bir yere sahip olmuştu. İnsanlar, tek tanrı inancından önce ilâhlara taparlardı. İlâh yerine konulanlar içinde doğa güçleri çok önemli bir yer tutuyordu. Bunlar içinde en önde gelen de, “GÜNEŞ” ti.
Örneğin Hindistan’da eski Hint mitolojisi, dünyanın yaratılışını güneşle açıklamaktadır. Vedizm’ in (Hindistan’ da Hz. İsa’ dan 2 000 önce ortaya çıkmış bir dindir) büyük tanrı üçlüsü güneşin izdüşümleridir. Amerikan Kızılderilileri Mayalar da güneş merkezli inanca sahiplerdi.
Yahudi toplumunun Tanrısı’ nın kendisiyle özdeş duruma getirildiği ‘Ba’l’, aslında bir ‘Güneş Tanrısı’ ydı. Kenanlılar onu Mezopotamya’dan almışlardı.
Örneğin Sümerler ’de (M.Ö. 3500- 2000) “ANU” Gök Tanrısı, “ŞAMAŞ” Güneş Tanrısıydı.
Eski Mısır’da RA, güneş ve yaratılış tanrısıydı. Mısırlılar, “GÜNEŞ” i dünyada ilk doğan günü “Yaratan” kabul ediyorlardı. İlâh RA, bitkileri, hayvanları ve insanları yaratmıştı. İlk yaratılan insanlar RA’ nın doğrudan çocuklarıydı. İnanışa göre Mısır Firavunları hem RA’ nın oğlu, hem de insan bedenine bürünmüş biçimiydi. Sonraları RA, hükümdarlarla yakından ilişkili bir tanrı olan AMON ile birleştirilerek AMON- RA adını aldı. ATON, eski Mısır dininde, insan elleri biçiminde sona eren ışınlar yayan güneş kursu olarak betimlenen bir güneş tanrısıydı. Firavun Ahenaton’ un (M.Ö. 1379- 1362) yaptığı değişikliklerle ATON, tek ve cisimsiz tanrı sayılmaya başlandı. (Eski Mısır dinleri önemlidir ve günümüze taşıdıklarıyla başlı başına bir inceleme konusudur.)
Hattiler’ de ( M.Ö. 2500- 2000) boğa, en büyük tanrı olan gök tanrısının simgesi idi. (Boğayı daha sonra Roma’ da, Mitra ayinlerinde kurban olarak göreceğiz.)
Alacahöyük güneş kurslarının hayvan şekilli tanrıları ve onlarla birlikte evreni (kâinatı) taşıdıkları şüphesizdir. Güneş kursları, güneşi sembolize eden dairesel biçimin etrafına yerleştirilmiş öğelerden oluşur. Hatti Kralları öldükleri zaman güneş kursu ve benzer sembollerle gömülürdü.
Güneş kursları daha sonra Anadolu’da tarih sahnesine çıkan Hititler’ de (M.Ö. 1750- 1200) sembol olarak kullanıldı.
Hitit Kralları, kendilerini “Ben Güneşim” deyimi ile tanımlarlardı. Hitit dini, çok tanrılı bir dindi. Hitit metinlerinde en çok adı geçen tanrılardan biri de “GÜNEŞ” tanrılarıydı. Çünkü Hattiler’ in “Arinna şehrinin güneş tanrıçası” ndan başak, adı UTU ideogramı ile gösterilen bir erkek güneş tanrısı daha vardı.
Bunlardan başka, metinlerde “Göğün Güneş Tanrısı”, “Yerin Güneş Tanrısı”, “Suyun Güneş Tanrısı” tanımlarıyla da karşılaşılmıştır.
Devam edeceğiz.
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.
NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!