GÜNAYDIN Değerli Okurlar,

Noel, Lâtince “Natalis” ten gelir; “Doğumla ilgili” demektir. Natalis, Fransızca’ ya geçerken “Noel” olmuş, Türkçe’ ye de buradan girmiştir.

Bir başka iddiaya göre Noel kelimesi, yeni anlamına gelen “noio” ile güneş manasına gelen “hel”in birleşmesiyle oluşmuştur ve “yeni güneş” anlamına gelmektedir.

Noel sözcüğünün kökeni ile ilgili bir diğer açıklama ise Fransızca “haber” veya “yeni” anlamındaki “nouvelle” kelimesinden geldiğidir. Noel ayrıca Almanca' da “kutsal gece” anlamındadır.

Günümüzde kabul gören anlayışa göre Noel, Hazreti İsa’ nın doğumu onuruna, bazı Hristiyan mezheplerince, 24/ 25 Aralık gecesi kutlanan Hristiyan yortusudur.

Ancak, Hristiyanlık öncesi dönemlerden gelen ve doğaya tapan pagan toplumlardan kalan bir kutlamadır. Hazreti İsa’nın doğum tarihi kesin olarak belli değildir, tartışmalıdır. Hristiyan mezhepler için bu tarih değişiktir.

Yortu: Hazreti İsa’nın yaşamını, ölümünü ve dirilişini anmak, ondan kaynaklanan ve Hristiyan azizlerinin yaşamında anlatımını bulan erdemleri kutlamak üzere kilisenin belirlediği günlerdir.

Yahudi kökenli olan ilk Hristiyanlar, başlangıçta Yahudilikteki kutsal günlerin yıllık çevrimini benimsemişlerdi.

Yahudi bayramlarının en önemlisi olan Pesah (Hamursuz), Hristiyanlarca yalnız İsrailoğulları’ nın Mısır’dan kurtuluşunu değil, daha önemlisi Hazreti İsa’nın ölümden kurtuluşunu simgeleyen Paskalya yortusuna dönüştü.

Tanrı yasalarının Hazreti Musa’ya indirilmesinin anısına düzenlenen ve bir tür hasat şenliği olan Yahudi bayramı Şavuot (Hamsin) ise Hristiyanlıkta Pentekostes yortusu biçimini aldı.

Noel, bir Roma almanağına/ yıllığına göre, M.S. 336’dan önce Roma’da, Hristiyan yortusu olarak kutlanıyordu. Buna karşılık Kudüs dışında Doğu’da 6 Ocak’ta kutlanan Epifanya yortusunda Hazreti İsa’nın hem doğumu, hem de vaftiz edilmesi birlikte anılıyordu.

IV. yüzyıl boyunca, Doğu kiliselerinin çoğu Hazreti İsa’nın doğumunu 24/25 Aralık gecesi kutlamaya başladı. Uzun süre direnen Kudüs de sonunda bu uygulamayı benimsedi.

Ermeni Gregoryen Kilisesi ise, Noel’ i hiçbir zaman kabul etmedi ve Hazreti İsa’ nın doğumunu 6 Ocak’ta kutlamayı sürdürdü.

Romalılar, Hristiyanlıktan önce, 17 Aralık’taki Saturnalia (Satürn Şenliği) gününde çeşitli eğlenceler düzenlerler, birbirlerine armağanlar verirlerdi. Amaç, kışın karanlık günlerini şenlendirmekti. Yılın en kısa gününün gecesinde, aydınlığın gelmesini engelleyen kötü ruhlar kovulurdu.

Sonraları, Hazreti İsa’nın doğum günü ile paganlıktan kalan bu şölen birleştirilerek 24/25 Aralık gecesi kutlanmaya başladı. Noel kutlamalarında dostların ve aile bireylerinin birbirlerine karşılıklı armağanlar vermesi zamanla bir gelenek oldu.

Ayrıca, ölüme meydan okumayı simgeleyen yaprak dökmeyen yeşil ağaçların çeşitli süslerle bezenmesi de Noel gelenekleri arasındadır.

Günümüzde Hristiyan dünyasında geçerli olan ve kabul gören inanışa göre Noel ağacı, Cennet Bahçesi’ni temsil eden ve üzerinde elmaların bulunduğu bir çam ağacıydı. Almanlar, Adem ve Havva yortusunda (24/25 Aralık gecesi) evlerine bir Cennet Ağacı dikerler, üzerine Komünyon’ daki kutsanmış ekmeği simgeleyen ince, hamursuz ekmek parçaları asarlardı; bunların yerini daha sonra değişik biçimlerdeki çörekler aldı. Ayrıca bazı yerlerde Hz. İsa’yı simgeleyen mumlar eklendi. Noel mevsiminde ağaçla aynı odada Noel piramidi ve Cennet Ağacı birleşerek Noel Ağacı’ nı oluşturdu.

Göçmenlerin Amerika’ya götürdüğü Noel ağacı, giderek moda oldu ve tüm dünyaya yayıldı.

Dünyanın en önemli Sümerologlarından birisi olarak kabul edilen Dr. Muazzez İlmiye Çığ, bu konuda diyor ki:

“Çam ağacı süslemek tamamıyla Türk âdetidir. Eski Türklerde yerin göbeğinden göğe kadar bir ağaç tasavvur ediliyor ve buna Hayat Ağacı deniyordu. Bu Sümerlerde de vardı. Bir ucunda Gök Tanrısı duruyordu. Halen Orta Asya’da 22 Aralık’taki gündönümünde, evlerine Akçam Ağacı getirip, dallarına ertesi sene için Tanrı’dan niyaz ettikleri şeyler, adak olarak istedikleri şeyler için kurdele koyuyorlar. Türklerdeki bu ağaç süslemenin Hristiyanlıktaki Noel ile bir ilgisi yoktur. Bu adet, daha sonra Türkler yoluyla Avrupa’ya geçmiş, XVI. yüzyılda Almanya’da başlamış ve buradan da dünyaya yayılmıştır.”

***

Noel Baba tiplemesi ise, 1800’ lü yıllarda, tüketim kültürü bağlamında yaratılmış, çok farklı şekillerde tanımlanan bir kahramandır. Gerçekte Noel Baba’nın yaşadığını kanıtlayan hiçbir tarihi belge yoktur. Noel Baba, değişik kültürlere ait inanışların bir sentezi gibidir. Örneğin Noel Baba’nın çocuklara hediye dağıtmasının temelinde Roma ve eski İran inanışları vardır. Noel Baba’ya yakıştırılan sakalın kökeni eski İran’daki “Mog” adı verilen ateş rahiplerinin sakallarına, kırmızı kukuletası da yine “Mog” rahiplerinin başlıklarına kadar gider.

Bir inanışa göre: Noel Baba, Kuzey Avrupa ülkelerinin Hristiyanlık öncesi mitolojik kahramanıdır ve adı Santa Claus’tur. Kilise tarafından Aziz olarak kabul görmez. (Ancak, unutmayalım ki, Santa kelimesi Aziz demektir.)

Patara' da doğduğuna ve M.S. 350’lerde öldüğüne inanılan Aziz Nikolas başka, Hazreti İsa’dan önceki çağlarda yaşadığına inanılan Santa Claus, başka kişilerdir.

Bir başka inanışa göre ise: Aziz Nikolas, Barili Nicola, Myralı Nikolaos ve Santa Claus, aynı kişilerdir.

Noel Baba, farklı ülkelerde farklı adlarla tanınır. Noel Baba'nın adı Almanya'da "Der Weinachtsmann", Fransa'da "Pere Noel", Hollanda'da "Sinter Klass", Çin'de "Dun Che Lao Ren" dir.

Sonuçta NOEL ve NOEL BABA benim önem verdiğim bir konu değil. Ancak konunun ne olduğunun bilincinde olmanın önemli olduğu görüşündeyim. Zira Noel’ in Yılbaşı ile bir ilgisi yoktur. Bu yazıyı kaleme almamın nedeni de bu!

GÜNÜN SÖZÜ:

ESKİMİŞ DÜŞÜNCELER, PASLANMIŞ ÇİVİLERE BENZER, SÖKÜP ATMAK GÜÇTÜR.