Bir yavru aslan, bir koyun sürüsünün içinde yaşıyordu. Çok küçükken ailesini kaybetmiş, çayırlarda şaşkın şaşkın dolaşırken bir koyun sürüsüne rastlamıştı.

Koyunlar bu küçük aslanın haline acımış, onu yanlarına almışlardı.

O da kuzular gibi süt emerek besleniyor, sonra onlarla birlikte koşup oynuyordu.

Tek sorun kuzular ot yemeye başladıklarında ortaya çıkıyordu. Küçük aslan da kuzular gibi ot yemeye çalışıyor, bunu bir türlü beceremiyor, ağzına almayı başardığı birkaç ot ya da yaprak da içini bulandırıyor, hemen kusmaya başlıyordu.

Ve tabii hayat ot yemek, süt emmek ve oynamaktan ibaret değildi.

Bazen bir çakal hızla yavru aslanın bulunduğu koyun sürüsüne dalıyordu. Küçük aslan koyunların ve kuzuların can havliyle kaçıştıklarını görünce onlar gibi, var gücüyle çakaldan kaçıyordu.

Bir gün koyunlar, kuzular ve küçük aslan bir çayırda dolaşırlarken uzaktaki yüksek bir kayanın üzerinde bir büyük aslan belirdi.

Koyunlar ve kuzular hızla kaçışmaya başladılar, tabii ki küçük aslan da onlarla birlikte kaçtı.

Büyük aslan, yukarıdan bakarken bu manzarayı gördü. Koyunların arasında bir de küçük aslan vardı.

Hızla aşağıya indi, koyunlara ve kuzulara dokunmadan küçük aslanı ensesinden yakaladı. Evet, yanlış görmemişti, koyunlarla birlikte kaçan küçük bir aslan yavrusuydu.

Ensesinden sıkıca yakalanmış olan küçük aslan, korku içinde çırpınıyordu. Çırpınmaları fayda etmeyince de iyice büzüldü.

Büyük aslan ensesinden tuttuğu küçük aslanı yakındaki bir gölün kıyısına götürdü, iyice suya yaklaştırdı, bıraktı. Küçük aslan su içmeye başlarken kendisi de yanına yaklaştı.

Küçük aslan, önce suda kendi görüntüsünü gördü, sonra yanında duran büyük aslana dönüp baktı. Bir ona baktı, bir suya baktı. Ardından, büyük aslan da suyunu içti ve yan yana yürüyerek yiyecek aramaya çıktılar.

***

Anne tavşanla anne aslan, yan yana oturmuş sohbet ediyorlardı. Havadan sudan ve çocuklardan konuşurken tavşan hınzırlığını gizleyemeden sordu:

“ Sen kocaman bir aslansın, ben ise küçük bir tavşanım. Her yıl ben bir sürü yavru doğuruyorum, sen ise sadece bir tek yavru doğurabiliyorsun. Nedendir bu ?”

Tavşanın içten içe güldüğünü fark eden aslan başını çevirmeden cevap verdi:

“ Dediğin doğru. Ama sen tavşan doğuruyorsun, ben ise aslan.”

***

Aslan, eşek ve tilki ava çıkmışlar. Bir hayli hayvan avlayıp dönmüşler.

Aslan, eşeğe,

“ Haydi, şunları pay et” demiş.

Eşek de avları üç eşit parçaya bölmüş, aslan kükremiş:

“ Hani benim aslan payım ?”

“Ne aslan payı yahu? Üçümüz paylaşacağız.”

Aslan kızıp bir pençede eşeği öldürmüş ve tilkiye dönmüş:

“ Hadi sen pay et.”

Tilki ellerini ovuşturmuş:

“ Aman efendim, siz ormanlar kralı, hayvanların padişahı dururken pay etmek ne demek? Hepsi sizin. Buyurun afiyetle yiyin.”

Aslan hayretle sormuş:

“ Sen bu sosyal adaleti ne zaman öğrendin ?”

***

Gülerken düşünmek serbest:))

Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.