GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Bugün, sağlık sistemimizde “Ambulans” kullanımı üzerinde duracağım. Ambulans sözcüğü Türkçe’ ye İngilizce “Ambulance” sözcüğünden geçmiştir. Kelimenin orijinali bir ordunun peşinde hareket eden hareketli hastane anlamında kullanılmıştır. 
Günümüzden 5000 yıl önce Mısır’da acil tıbbî müdahalelerin geliştirildiği ve uygulandığı, eski uygarlıklarda ilkyardım ve savaş meydanlarından yaralıların taşınması ile ilgili uygulamalar yapıldığı bilinmektedir.
Tarihte ilk ambulans benzeri araç, atlı arabalarla 1487 yılında Malaga kuşatması sırasında İspanyol ordusu tarafından kullanılmıştır. 
Napolyon’un Prusya seferi sırasında da ilk kez askerî tıbbî birlik kurulmuş ve 1793 yılında atlı arabalarla oluşturulan ve uçan ambulans denilen araçlarla hasta ve yaralılar taşınmıştır.
İlk motorlu ambulans 1899 yılında, ABD’de Chicago’da Michael Reese Hastanesi’nde, hizmete girmiştir. Daha sonra da Londra’da da motorlu ambulanslar görülmeye başlanmıştır.
Birinci ve ikinci Dünya Savaşlarında çok sayıda hasta ve yaralı kara ambulansları yanında hastane trenler, gemiler, uçak ve helikopterler ile hastanelere taşınmış, özellikle Kore ve Vietnam savaşları sırasında askeri helikopterler yoğun bir şekilde yaralıları taşıma amacı ile kullanılmışlardır. Yaralıların helikopter kullanılarak savaş alanından tahliyesi ilk olarak 1942 yılında Burma’da Amerika Birleşik Devletleri ordusu tarafından yapılmıştır.
Acil Afet Ambulans Hekimleri Derneği Tarihçesi’ ne göre, Türkiye’de Hastane Öncesi Acil Sağlık Hizmetleri, kısacası ülkemizde ambulans hizmetlerinin geçmişi Osmanlı dönemine kadar uzanmaktadır. 
I.Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusu içerisinde Hilâl-i Ahmer (Kızılay) tarafından organize edilen atlı ambulansların kullanıldığı bilinmektedir.  Yemen’de aynı anda 2 hastanın taşınabildiği develer ile hasta hasta tahliyeleri yapılmıştır. 
Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin kurulduğu yıllarda 93 Harbi (1877-1878) adı verilen Osmanlı-Rus Savaşı devam etmekteyken, gerek yurtiçi gerekse yurtdışında yardım toplamaya başlayan cemiyet bu yardımlarla, ordunun ilâç ihtiyacını karşılamış, 9 gezici hastane yapmış ve 4 adet ambulans almıştır. 
Yine Osmanlı imparatorluğunun son yıllarında, Hilâl-i Ahmer Cemiyeti ( Kızılay) tarafından, Albion isimli İskoç şirketi tarafından üretilen, 1917 model motorlu ambulanslar kullanılmaya başlanmıştır.
Kurtuluş savaşı sonrası hastanelerinde hasar görmesi ve yetersizliği nedeniyle Almanya’da üretilen doktor vagonları ile demiryolları aracılığı ile Anadolu da ki birçok kasaba ve kente sağlık hizmeti götürülmüştür. 
1955 yılında İstanbul Beyoğlu’nda kurulan cankurtaran merkezinin telefonunu arayanlara Sarıyer, Beşiktaş, Beyoğlu, Eminönü, Fatih, Eyüp, Üsküdar ve Kadıköy’de olmak üzere 8 ayrı yerdeki toplam 15 cankurtaran aracı hizmet verildiği bilinmektedir. 
Ülkemizde modern denilebilecek acil sağlık hizmeti ilk kez, 1985 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından trafiğin yoğun olduğu ana yollar ve turistik bölgelerde bir merkeze bağlı olmadan, hareketli olarak görev yapan gezici ambulans ekipleri oluşturularak başlatılmıştır. 
Yine 1985 yılında, Ankara Numune Hastanesi’ nde 077 Hızır Acil Servis uygulaması başlatılmış, bu uygulama 1986 yılından itibaren İstanbul ve İzmir illerine de yaygınlaştırılmış; 1991 yılında Telekom altyapısındaki değişiklik nedeniyle 077 numaralı Hızır Acil Servis numarası 112 acil çağrı numarasına yönlendirilmiştir.
1993 yılında, Sağlık Bakanlığı tarafından “112 Acil Yardım ve Kurtarma Hizmetleri “ projesi hazırlanmış, bu proje, 1994 yılında Ankara, İstanbul ve İzmir illerinde pilot uygulamalar olarak başlatılmıştır.
Bu uygulamada 1992 yılında Kanada’ dan ithal edilen ambulanslar kullanılmıştır.
Başlangıçta şehir merkezlerinde hizmet veren sistem yavaş yavaş ilçe merkezlerine ve diğer illere yaygınlaştırılmıştır. 
1995 yılından itibaren İl Sağlık Müdürlükleri içinde Acil Yardım ve Kurtarma Hizmetleri Şube Müdürlükleri oluşturulmuş; 
1998 yılında 112 sistemin kurulduğu il sayısı 49’a çıkarılmış, İzmir merkezli olarak Manisa, Aydın, Uşak, Denizli, Muğla, Balıkesir illerinin dâhil edilmesi ile ilk Bölge Koordinatörlüğü uygulamasına geçilmiştir. 
2000 yılında, acil sağlık hizmetlerinin bütün yurtta eşit, ulaşılabilir, kaliteli, süratli ve verimli olarak yürütülmesini sağlamak amacıyla, acil sağlık hizmetlerinin sevk ve idaresine dair usul ve esasları belirleyen “Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği” çıkarılmıştır. 
“Ambulanslar ve Acil Sağlık Araçları ile Ambulans Hizmetleri Yönetmeliği” 07.12.2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu Yönetmelik ile Türkiye’de kullanılan resmi ve özel tüm ambulansların TS-EN 1789 standardına uygun olacağı hükmü getirilmiş ve ambulansların Avrupa standartlarında donanıma ve özelliklere sahip olması sağlanmıştır.
16 Mayıs 2014 tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan “112 Acil Çağrı Merkezleri Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği” ile de bu sisteme geçen illerde acil çağrılar (polis, itfaiye, ambulans vb.) 112 tek numara üzerinden karşılanmaya başladı.
Halen 81 ilde 112 Tek Numara uygulamasına geçilmiş olup 112 üzerinden gelen çağrılar acil çağrı karşılayıcı personeller tarafından karşılanıp aynı salonda bulunan çağrıyla ilgili kurumun personellerine aktarılmakta, bu işlemler için ortak bir yazılım ve donanım kullanılmakta, her türlü ses, görüntü ve veri paylaşılmaktadır. Tüm illerde İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü’ne bağlı Valilikler bünyesinde hizmet veren 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürlükleri bulunmakta, diğer kurumların personelleri Valilik görevlendirilmesi ile bu merkezde hizmet vermektedir.
Kısacası, Türkiye’ de ambulansın sağlık sistemi içinde kullanımı oldukça eskidir; ambulans cumhuriyetin ilk yıllarında da kullanılmaktaydı.
Örneğin 1965 yılında, Ankara’ da Opera Meydanı’ nda, Opera binasının önünde hasta taşıyan bir ambulans gördüğümü çok iyi hatırlıyorum.
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun!
NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!