GÜNAYDIN Değerli Okurlar,

Kuraklık giderek artıyor ve doğal olarak su duyulan ihtiyaç da giderek büyüyor. Sorunun çözümü ve önlemler almak için yetkili karar organları toplantılar ve çalıştaylar düzenliyorlar. Elimden geldiğince bu çalışmaları takip etmeye çalışıyorum. Bugün size, 25- 26 Ocak 2013 günü, Yalova Valiliği’ nin koordinasyonunda, ilgili tüm birimlerin katılımıyla gerçekleşen “Yalova Su Çalıştayı” nın sonuç bildirgesini sunacağım. Bu örnek çalıştay sonunda yapılan açıklama aynen şöyleydi:

“Yeraltı sularının depolanması için DSİ ve Mülga Köy Hizmetleri Master plânları dikkate alınarak gölet ve baraj havzalarının tespitinin yapılması, plânlanması ve yatırım önceliğine göre projelendirilmesi ve gerçekleştirilmesi için gerekli çalışmaların ilgili kurumlar tarafından yapılması; Yalakdere üzerine gölet veya baraj yapılması ile ilgili DSİ 1. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan plânlamalarda Altınova tarım havzasının da sulanması ile ilgili tedbirlerin plânlama sürecinde değerlendirilmesi, gerekirse bu talebin gerekçeleriyle ilgili kuruma iletilmesi;

DSİ tarafından çalışma başlatılan Ortaburun Göleti’ nin, Göletten Sulama Projesi’ nin en kısa sürede bitirilmesi ve kuraklık senaryolarında alternatif içme ve kullanma amaçlı kullanılabilmesi ile ilgili plânlamanın da yapılmasının da değerlendirilmesi; Gökçe barajının su toplama havzasının yerleşime açılmaması için gerekli tedbirlerin alınması ve titizlikle uygulanması, kullanılan kaplıca sularının ve evsel atık suların baraj göletine akıtılmaması ile ilgili yerel yönetimler tarafından gerekli tedbirlerin alınması;

Yerüstü ve yeraltı sularının kirletilmemesi için dere yataklarına evsel, sanayi sıvı ve katı atıklar ile hafriyat atıklarının bırakılmaması konusunda Belediyeler, Özel İdare ve muhtarlıkların gerekli tedbirleri alması ve alınan tedbirlere titizlikle uyulması; İlimizde suyun kullanımı ile ilgili kuruluşlardan su yönetim birimi oluşturulması; Su yılının başı 1 Ekim’ de yürürlüğe girmek üzere bir su bütçesi, tüm yıl boyunca su kaynaklarının takibi ve gerektiğinde önlemlerin alınması için bir kuraklık plânı hazırlanıp uygulanması ve tüm çalışmaların İKLİM RİSK YÖNETİMİ kapsamında yapılması;

İçme ve kullanma sularının amaç dışı kullanımı konusunda İl Özel İdaresi, Belediyeler ve Muhtarlıkların uyarılması ve yaptırımlarla ilgili su yönetim birimi tarafından alınan kararlara uyulması; Köylerde kullanılan içme ve kullanma sularının temizliği konusunda (klorlama) İl Özel İdaresi, Belediye ve Muhtarlıklar tarafından gerekli tedbirlerin alınması ve tavizsiz uygulanması;

Yeraltı ve yerüstü su kirleticilerinden en önemlisi olan evsel kullanılmış yağların atık sulara bırakılmaması ile ilgili Belediyelerin, Muhtarlıkların ve halkın bilinçlendirilmesi, alınacak tedbirlerin özendirilmesi (kullanılmış yağın toplama organizasyonları yapılması) ve caydırıcı tedbirlerin alınması; Özellikle yerüstü ve yeraltı sularının kirlenmesinde büyük oranda etkisi olan tarımsal ilâç ve gübre kullanımı ile çiftçilerimizin bilinçlendirilmesi için yoğun kullanım dönemlerinde daha fazla olmak üzere gerekli kontrol, denetim ve yayım çalışmalarının yapılması;

İlimizde su kullanımı bilincinin oluşturulması ile görsel ve yazılı kamu spotlarının oluşturulması ve sürekliliğinin sağlanması; İlimizde tarımsal sulamada bilinçli sulamanın yapılması ile ilgili gerekli eğitim çalışmalarının yapılması, sulamada projelendirmenin önemi ile ilgili gerekli bilgilerin verilmesi ve uygulanacak sulama sistemleri ile ilgili bilgi ve teşvikler konusunda gerekli görsel ve yazılı yayımların yapılması;

Küresel iklim değişikliğine bağlı olarak değişen yağış rejimleri göz önüne alınarak, normal yağış şartlarında iptidai üretilen tarımsal ürün desenlerinin gözden geçirilip yeni yağış rejimine uygun bitkilerin alternatif ürün olarak değerlendirilmesi ve bu konuda gerekli çalışmaların yürütülmesi; İlimizde orman içerisinde ve devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan uygun çıplak alanların ağaçlandırılarak toprağın muhafazası ve su tutma kabiliyetinin artırılmasının sağlanması için ilgili kurumların gerekli çalışmaları yapması;

Tatlı suyun % 51’ i ormanlardan sağlandığı gerçeğinden hareketle orman alanlarının farklı amaçlar doğrultusunda kullanılmasını önlemek için ( orman içerisine açılan maden ocakları) sınırlama getirilmesi ile ilgili tedbirler alınması; İlimizde bulunan arıtma tesislerinden elde edilen deşarj suyunun özellikle çevre düzenlemelerinde ve yeşil alanların sulanmasında kullanımı ile ilgili Belediyeler tarafından gerekli yatırımların yapılması;

İlimizde bulunan ve kurulacak olan sanayi ve tersane tesislerinin deniz suyunu kirletmemesi ile ilgili alınan tedbirlerin gözden geçirilip yeniden güncellenerek ilgili kurumlar tarafından sürekli takibinin yapılması ve gerekli yaptırımların uygulanması; İlimizde bulunan dere yataklarının ıslah çalışmalarında ve özellikle imar plânı içerisinde kalan alanlarda derelerin doğal hali korunarak ıslah edilmesi için Belediyelerin ve İl Özel İdaresinin teknik ve yasal kurallara uyması;

Su yılının başı 1 Ekim’ de yürürlüğe girmek üzere bir su bütçesi oluşturulması, tüm yıl boyunca su kaynaklarının takibi ve gerektiğinde önlemlerin alınması için bir kuraklık plânı hazırlanıp uygulanması; İlimizde yer altı sularının DSİ tarafından envanterinin çıkartılması ve bu sonuçlara göre sanayi ve tarımda kullanılacak suyun miktarının tespit edilerek; ortaya çıkan realitelere göre gerekli tedbirlerin alınması ve yaptırımların uygulanması;

Kuraklık ve adil su kullanımı ile ilgili bölgesel, ulusal ve uluslararası kuruluşlarla işbirliklerinin geliştirilmesi; İlgili Kurum ve Kuruluşların bir araya gelerek kuraklıkla mücadele, adil su kullanımı, su israfının önlenmesi, su kirliliği konularında uygulanabilir, sürdürülebilir ve izlenebilir mahiyette kısa, orta ve uzun vadeli bir eylem plânı hazırlaması…

SONUÇ OLARAK, 1926 yılında çıkarılan 831 sayılı Sular Hakkında Kanun’ un günümüz ihtiyaçlarına cevap verememesi, nüfus artışı, iklim değişikliği, insan faaliyetleri sonucu oluşan kirlilik, su talebini arttırırken, su kaynakları üzerinde hem kalite hem de miktar yönünden bir baskı oluşturması, mevcut su mevzuatında yetki ve sorumluluk karmaşasının giderilmesi, su tahsisi yetkisinin kurumlara dağıtılmış olması, su kaynaklarının sürdürülebilir kalkınması, yetkili kurum ve kuruluşların koordinasyonlarının sağlanması ihtiyacı, su ile ilgili mevzuat içerisinde yer alan boşlukların doldurulması, suyun sadece miktar olarak değil kalitesiyle değerlendirilmesi gerekliliği, Türkiye’ nin gelecek dönemler projeksiyonlarında su sıkıntısı çeken ülkeler grubunda yer alma olasılığı, AB aday ülkesi Türkiye’ nin AB Su Çerçeve Direktifi’ ne uyum süreci gibi sorunların ve yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde sürdürülebilir, toplumun bütün kesimlerine adil bir hizmet sunan; tasarrufu gözeten; tamamen şeffaf bir düzen içerisinde uygulanması bu yaklaşımın temel ilkeleri olmuştur. Yalova Su Çalıştayı sürecinde oluşturulan eylem plânı çerçevesinde yerel düzeyde farkındalık ve bilinç yaratmak ve yetkili kuruluşları, kullanıcıları ve yerel yönetimleri yönlendirici öneriler ortaya konması hedeflenmiştir.”

Benim aklıma takılan ise şu: bu örnek çalışmanın işlemesi ve sonuçları takip edildi mi? Ediliyor mu?