GÜNAYDIN Değerli Okurlar,

Ekonomi önemlidir ve hepimizin hayatında önemli bir yeri vardır.

Bugün tarih sayfalarını aralayarak Atatürk’ ün dış ekonomik ilişkiler politikasını incelemeye çalışacağım. Burada önemli olan geçmişte neler yaşandığını bilerek davranmaktır.

Atatürk’ ün dış ekonomik ilişkiler politikasının temel amacı, Türk Lirası’ nın yabancı paralar karşısındaki değerinin düşmesini önlemek ve Türk Hazinesi’ nin uluslararası pazarlardaki itibarını yükseltmektir.

Bu amaca ulaşmak için, maliye ve para politikalarına uygun olarak dış ödemeler dengesi de sağlanmalı, yabancı devletlere karşı girişilen ödeme taahhütleri, gecikmesiz ve eksiksiz yerine getirilmelidir.

Atatürk’ e göre bu ilke, tam bağımsızlığın temel koşuludur. (1 Mart 122 Açış Konuşmasından…)

Ödemeler dengesinin temelinde dış ticaret dengesi vardır. Bu denge sağlanmalı ve yatırımları hızlandırabilmek, hazinenin altın ve döviz mevcutlarını artırabilmek ve Düyun-u Umumiye Borçlarını ödeyebilmek için Dış Ticaret Dengesi’ nin fazlalarla kapanması sağlanabilmelidir.

Nitekim 1930- 1937 arasındaki dönemde sürekli olarak dış ticaret fazlası sağlanmıştır.

Atatürk’ e göre toplam ithalat ve ihracat arasında denge sağlanması da yeterli değildir; ülkeler itibariyle dengeye ulaşmak da dış ticaret politikasının temel amaçlarından biri olmalıdır. Yabancı sermaye ve dış borçlanmadan sağlanacak kaynaklar, ödemeler dengesinin sağlanması açısından tali önemi olan faktörlerdir.(1 Kasım 1937 Açış Konuşmasından…)

Bu amaca ulaşmak için halkı yurt içinde yerli mallar tüketimine ve bu tüketimi en düşük düzeyde tutabilmek için tasarruf yapmaya özendirmek zorunluluğu vardır.

Böylece ithalatın azalması ve yerli tüketimden ihracata yöneltilecek mal fazlalarının yaratılması ile birlikte dış ticaret dengesinin elde edilmesinde halkın katkısı sağlanabilecektir.

Aynı politikanın uygulanması, yüksek yatırım harcamaları için sağlıklı yani enflasyona neden olmayan kaynakların yaratılması amacına da yararlı olacaktır.

Bunlara ek olarak yerli tüketime özendirilen halk, bu yerli tüketim mallarının üreticilerinin canlanmasına ve büyümesine yardımcı olacaktır.

Ayrıca bu politikanın tasarrufları arttırdığı ölçüde millî bankacılık sistemi, küçük tasarrufların büyük yatırım sermayelerine dönüşmesini de sağlayabilecektir.

Özetle Atatürk’ ün ekonomik kalkınma modelinin temelinde dörtlü bir denge görüşü vardır. Bu dengeler, Devlet Bütçesi Dengesi, Kaynak- Harcamalar Dengesi, Dış Ödemeler Dengesi, Devlet İşletmesi- Özel İşletme Dengesi biçiminde özetlenebilir.

Bu konuda Prof. Dr. Mustafa A. Aysan’ ın görüşleri şu şekildedir:

“Ülkemizde yaşanmış olan yüksek enflasyon, döviz darboğazı, ,işsizlik, şiddetli doktriner akımlar ve hatta sosyal huzursuzluklar, hep bu dengelerden uzaklaşmamızın sonucunda ortaya çıkmıştır. Cumhuriyet’ in Atatürk yönetimindeki 15 yıllık dönemi, ekonominin en istikrarlı hızlı gelişme dönemidir. Atatürk’ ün Ekonomik Kalkınma Modeli’ nin özelliklerini dünyaya anlatabildiğimiz ölçüde, dünyanın bütün mazlum milletleri de Atatürk’ e şükran duyacaktır.”

(Kaynak: Prof. Dr. Mustafa A. Aysan, Atatürk’ ün Ekonomi Politikası, İstanbul, 1980)

Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.

NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!