Ülkedeki kaosun gitgide artması, sokaklarda çatışmalar çıkması, iktidar-muhalefet arasındaki sertlik; sonunda 27 Mayıs 1960 sabahı, Kurmay Albay Alparslan Türkeş tarafından Ankara Radyosu'ndan okunan bildiri ile son buldu.
10 yıl süren DP iktidarı böylece son bulmuş, ülkemiz askeri darbeyle tanışmıştı.
DP’nin ilk ciddi oy kaybını yaşandığı 1957 seçimleri sonrasında, ülkedeki mali ve siyasi kriz derinleşti. Bundan daha ciddi olan sorun ise, DP’nin giderek artan otoriter tutumu ve baskılarıydı. Sonunda 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi yapıldı.
Başta Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, TBMM Başkanı Refik Koraltan ve Başbakan Adnan Menderes olmak üzere Demokrat Partililer tutuklandı ve tutuklu Demokrat Partililer yargılanmak üzere Yassıada'ya gönderildi. Demokrat Parti, 29 Eylül 1960'ta kapatıldı.
Anayasa ve parlamento feshedildi. Siyasi faaliyetler askıya alındı. 28 Mayıs 1960 günü Orgeneral Cemal Gürsel başkanlığında bir hükûmet ve Milli Birlik Komitesi (MBK) adı altında tüm egemenlik haklarını belirli bir süreyle üstünde toplayan bir askeri yönetim kuruldu.
MBK, kendi içinde daha uzun süreli iktidarda kalmak isteyen unsurları (14 ler) tasfiye ederek, ‘En kısa zamanda adil ve tarafsız seçim’ yapılacağı vaadinde bulundu.
MBK, 10 Aralık 1960’ta yeni Anayasa ve seçim kanunu hazırlamakla yükümlü “Kurucu Meclisin” oluşturulmasını kararlaştırmış, bu meclis 7 0cak 1961’de göreve başlamıştır.
Kurucu Meclis tarafından hazırlanılan yeni Anayasa, 9 Temmuz 1961’de yapılan halk oylamasıyla ve %61.7’lik oy oranıyla kabul edilmiştir.
1961 Anayasası ile çift meclisli bir yönetim kabul edilmiş; Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu olmak üzere iki meclisten oluşmuştur.
Darbe için zemin oluşturan nedenler:
· CHP üzerindeki ciddi tahakküm, mal varlığının hazineye devredilmesi, genel sekreterinin bir yurt gezisi esnasında tutuklanması ve silahlı bir ayaklanma tertip etmekle suçlanması,
· Basın, üniversite, sivil aydınlar ve ordunun yönetim kadrosunun; iktidar odaklarınca bastırılıp, şekillendirilmeye çalışılması ve protestolara karşı ilan edilen sıkıyönetimler,
· Devamlı ihmal edilen ordunun modernleşmesi, subayların giderek kötüleşen maddi durumları ve ülkedeki sosyoekonomik yapıda geriye itilmiş olmaları,
· Ordudaki hiyerarşi dışı bir örgütlenmeye zemin hazırlayan iktidar; oluşan darbeci fraksiyonları birleştirmiş ve günü geldiğinde darbe gerçekleşerek, başa o sıra izinde bulunan kara kuvvetleri komutanı Orgeneral Cemal Gürsel getirilmiştir.
· Darbeyi yapan askeri güç en kısa zamanda milleti seçime götürecek bir Kurucu Meclis kurmayı amaçlandığı için:
Halka 27 Mayıs’ı anlatmak üzere yapılacak konferanslarda kullanılmak üzere ‘27 Mayıs inkılap hareketi niçin yapıldı?’ Nedenleri ise şöyle sıralanmıştır:
1. Partizan bir idare kurulması ve hukuk devleti vasfının ortadan kaldırılmış olması,
2. Plansız bir yatırım politikası izlenmesi ve suistimaller,
3. Enflasyonist bir mali politika uygulanması ve hayat pahalılığı,
4. Fikir hayatı üzerine baskı ve basın hürriyetini tehdit,
5. Tek parti diktatoryasının kurulması ve Büyük Millet Meclisinin meşruluğunu kaybetmesi,
Darbeyi yapan askeri güç en kısa zamanda milleti seçime götürecek bir Kurucu Meclis kurmak amaçlandığı için:
· 28 Mayıs 1960’ta yeni bir hükümet kurulmuş,
· Milli Birlik Komitesi (MBK) yasama görevini üstlenmiş,
· Bilim adamlarından oluşan bir anayasa heyeti tarafından hazırlanılan geçici anayasa 12 Haziran 1960’ta kamuoyuna açıklanmıştır.
14’lerin tasfiyesinden önce ‘hükûmetin çalışma programına esas teşkil etmek üzere’ Millî Birlik Komitesi’nin oy birliğiyle kamuoyuna açıkladığı ‘Millî Birlik Komitesi’nin Direktifi ve Memleket Meseleleri Hakkında Temel Görüşleri ve hedefleri’ şunları öngörmektedir:
· Özel teşebbüse müdahale edilmeyecek, dengeli bir devletçilik yoluyla sanayileşme desteklenecek.
· Toprak ve tarım reformu yapılacak.
· Adil vergi sistemi getirilecek.
· İşçilerin sosyal haklarının sağlanması ve istihdamın artırılması sağlanacak.
· Sosyal adalet ilkesine uygun bir sağlık politikası izlenecek.
· Demokratik hukuk nizamı, yeni anayasa ve seçim kanunu hazırlanacak.
· Ordunun yapısının modernleştirilmesi; konularında yasal düzenlemeler yapılacak.
İktidarı ele alan askeri yönetim yeni ve kapsamlı bir proje başlatarak çeşitli icraatlar yürüttü.
Askeri yönetimin en önemli icraatıysa; hazırladıkları 1961 Anayasası olmuştur.
Bu anayasa, demokratik hakları korumuş, sendikal ve siyasi hakların kullanım alanını genişletmiş, yargı ve üniversite bağımsızlığını kurmuş, Anayasa Mahkemesi’ni ve yürütmeyi kontrol amaçlı, çift kanatlı meclis anlayışını getirmiştir.
Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığı yerine tekrar Başbakan’a karşı sorumlu kılınmış ve Millî Güvenlik Kurulu (MGK) anayasal bir organ olarak hayata geçirilmiştir.
Tutuklu Demokrat Parti liderlerinin yargılandığı Yassıada’da Yüksek Adalet Divanı niteliğindeki Yargılamalarında; 15 kişi idama, 31 kişi ömür boyu hapse, 418 kişi değişik hapis cezalarına çarptırılırken 123 kişi de aklandı.
Millî Birlik Komitesinde idam, yönetim devri ve seçim tarihi konusunda görüş ayrılıkları çıktı. Bu gelişmelerden daha sonra “Ondörtler” olarak anılacak 14 subay yurt dışında çeşitli görevlerle sürgüne gönderildi. Bu dönemle birlikte ordu içinde yaşanan ayrışma, ilk kez açıkça ortaya çıkmış oldu.
Millî Birlik Komitesi idam cezalarından üçünü onayladı. Tutuklu bulunan Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu 16 Eylül 1961'de, Başbakan Adnan Menderes ise ertesi gün İmralı Adası'nda idam edildi. Celâl Bayar ve Refik Koraltan ile diğer 11 kişinin idam cezası ömür boyu hapse çevrildi.
27 Mayıs 1960 Askeri Darbe sonrası ilk seçim ve Türkiye Koalisyonla tanışıyor
15 Ekim 1961’de yapılan Milletvekili Genel Seçiminde; Tek başına iktidar olmayı bekleyen CHP yüzde 36,7 oy oranıyla 173 milletvekilliği kazanarak TBMM'de birinci parti olsa da çoğunluğu elde edemedi. AP 158, CKMP 54 ve YTP 65 milletvekilliği kazandı.
İnönü başkanlığında CHP ile AP arasında bir koalisyon hükûmeti kuruldu. Bu Türkiye'de kurulan ilk koalisyon hükûmeti oldu.
2. DARBE GİRİŞİMİ BASTIRILDI
AP, 1960 Darbesi liderleri tarafından yasaklanan Demokrat Parti'nin halefi olduğunu iddia ediyordu. İnönü'nün temel amacı ise; eski darbe liderleri ile Adalet Partisi arasındaki gerilimi sona erdirmekti.
Adalet Partisi, 26. Hükûmetin görev yaptığı kısa süre içinde DP'li siyasetçiler üzerindeki yasağı kaldırmaya çalışmış, ancak eski darbe yanlıları bu politikaya karşı çıkmıştır.
22 Şubat 1962'de Türkiye yeniden bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı, ancak İnönü bunu bastırmayı başardı.
Koalisyon Hükûmetinin sorunlarından diğer biriside AP’nin bir siyasi af istemini gündeme getirmesi olmuştur. Ayrıca, Albay Talat Aydemir ve arkadaşları olan 22 Şubatçıların affına ilişkin yasa tasarısının görüşülmesi sırasında, AP Genel Kurulu ile CHP arasında af konusunda varılan anlaşmaya, AP grubu son anda uymayınca İsmet İnönü, 30 Mayıs 1962’de başbakanlıktan istifa etmiş, böylece Birinci Koalisyon Hükûmeti sona ermiştir.
Yeni koalisyonlar:
İsmet İnönü başkanlığında 25/6/1962-25/12/1963 CHP/CKMP/YTP arasında
İsmet İnönü başkanlığında 25/12/1963-20/02/1965 CHP ve Bağımsızlar Azınlık Hükümeti
Tarafsız başbakan S. Hayri Ürgüplü Başkanlığında 20/02/1965-27/10/1965 AP/CKMP/YTP/MP ülke genel seçime götürüldü.
Değerli okurlar bir sonraki yazım Demirel Hükümetleri ve Askeri muhtıralar ve Türkiye’de çalkantılı yıllar olacaktır. Saygılarımla…